Ana içeriğe atla

Zayıf Kalmanın Yeni Yolu...

Beyninizdeki depomin salgısını artırarak zayıf kalabilirsiniz. Peki bunnun için neler yapmanız ve neler yemeniz gerektiğini biliyor musunuz?

Obezitenin oluşumu ve tedavisi ile ilgili bilimsel araştırmalar son sürat devam ediyor. Bu araştırmaların sonuçlarına göre beyinden salgılanan dopamin seviyelerini yükseltecek beslenme programı, zayıf kalmanın bir yolu.

Dopamin, beynimizde sinir iletimi sağlayan en önemli iletici salgılardan biri. Genelde yemek yerken, cinsel ilişkide, egzersiz yaparken, dans ederken ve kişinin eğlendiği aktivitelerde daha fazla salgılanıyor. Dopaminin yetersiz salgılanması durumunda; konsantrasyonda güçlük, uykusuzluk, yorgunluk, aksiyete, yemek yemeğe eğilim, gece yeme sendromu gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Çünkü dopamin vücutta konsantrasyon, odaklanma, öğrenme, yaratıcılık, dikkat gibi unsurlardan sorumlu. Aynı zamanda beyinde enerji üretimi, duygusal kontrol ve hareket kontrolü üzerinde de etkileri olduğu biliniyor. Dopamin seviyeleri düştüğünde iştah artışı gözleniyor. Yapılan bilimsel çalışmalarda, doyma duygusunun dopamin seviyeleri ile ciddi alakalı olduğu ortaya kondu.

Alkol, sigara, kafein ve şeker tüketiminin vücudumuzda dopamin seviyelerini etkilediği biliniyor. Sigarayı bırakan kişilerin yemeğe yönelmelerinin bir sebebi de bu. Nikotin ile yemek dopamin seviyelerini eşit etkiliyor. Nikotin yoksunluğu yüzünden düşen dopamin seviyesinin artması için kişi yemeye yöneliyor. Çok yiyen kişilerde de durum benzer. Tıka basa yemek yeme durumu uzun süre devam ettiğinde, beyinde dopamin aktivitesi azalmaya başlıyor, bunun sonucunda tokluk hissi daha kısa sürmeye başlıyor ve kişi tıka basa yemek yeme döngüsünde takılı kalıyor. Eğer sizde son bir hafta içinde en az iki kere gece kendinizi buzdolabının önünde bulduysanız ve tıka basa yemek yediyseniz dopamin seviyelerinizde dengesizlik söz konusu olabilir.

En Çok Nelerden Yemeli?

Yüksek dopamin seviyesini sağlamak yemek yeme isteğini bastırır ve tokluk süresini uzatır. Vücutta dopamin salgısını artırmak için, L-tirozin amino asidini beslenme de yüksek tutmak gerekir. Bu madde, bir çeşit protein yapı taşıdır ve tavuk, ördek, fasulye, peynir, yulaf, bitter çikolata, hardal otu, yosun, deniz börülcesinde daha yüksek miktarlarda bulunur.

L-tirozini destek olarak kullanmanın da açlığı önlemede ve iştahı azaltma da etkisi olduğu düşünülmektedir. Günde 500-1000 mg arası yaklaşık 4 hafta düzenli olarak L-tirozin alımının yeme dürtüsünü azalttığı bilimsel çalışmalar ile ortaya koyulmuştur. Fakat bu desteği kullanmadan önce doktorunuza danışmanızda fayda var.
Yapılan bilimsel çalışmalar, balık yağının dopamin sentezinde önemli etkileri olduğunu kanıtlamış durumda. Özellikle omega-3 yağ asitlerinin bu etkiye sahip olduğu biliniyor. En kaliteli omega-3 kaynağı balık. Semizotu ve fındık, badem ve ceviz de bitkisel omega-3 kaynakları. Bu besinlerde dopamin diyetinde bulunması gereken besinler arasında yer alıyor.

Dopamin Diyeti İçin Örnek Menü

(Bu menü; 25-35 yaş arası, hiçbir sağlık sorunu olmayan, fiziksel aktivite düzeyi orta kadınlar için örnek olarak verilmiştir. Beslenme programı parmak izi gibidir, sadece kişiye özel düzenlenmelidir.)

Kahvaltı: 1 su bardağı yarım yağlı süt
6 yemek kaşığı yulaf ezmesi
Ara-1: 15 adet fındık veya 12 adet badem veya 3 adet tam ceviz
Öğle: 1 porsiyon tavuk sote veya ızgara tavuk veya ördek eti
Yoğurtlu semizotu salatası
2 dilim tam buğday ekmeği
Ara-2: 1 adet tost (bol beyaz peynirli, tam tahıllı ekmeğe, yağsız)
Akşam: 1 adet ızgara balık
4 yemek kaşığı zeytinyağlı deniz börülcesi
Mevsim salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile)
4 yemek kaşığı dolusu fırında patates ezmesi
Gece: 1 porsiyon meyve
20 gram bitter çikolata

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.