Ana içeriğe atla

Bu Besinler Kalbinizin Dostu!

Sağlıklı bir beslenme alışkanlığıyla kalp sağlığınıza olumlu yönde katkıda bulunabilirsiniz... Peki kalbe dost besinler hangileri? İşte yanıtı...

Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş, kalp hastalıkları için risk oluşturan yüksek kan basıncı (hipertansiyon), fazla kilo- şişmanlık ve yüksek kolesterol durumuna, sağlıklı beslenme alışkanlığı ile olumlu bir katkıda bulunmanın mümkün olduğunu söylüyor.

Kan dolaşımındaki kolesterolün yüzde 75’i karaciğerde, yüzde 25’i ise aldığımız gıdalardan emiliyor. Gıdalarla aldığımız yağın miktarı ve türü kan kolesterol düzeyine önemli ölçüde etki ediyor.
Dolaşımdaki fazla kolesterolün, kalbi besleyen damarların iç yüzeylerinde ‘plak’ adı verilen birikimler yaptığını ve bu plakların büyüyerek kan dolaşımını engellediğini belirten Dr. Gürsel Ateş, ancak kalp hastalığıyla ilişkili olanın, sanıldığı gibi tüketilen yağın miktarından ziyade yağın türü olduğunu söylüyor.

"İyi" ve "Kötü" Yağların Başlıca Kaynakları

Dr. Ateş, şu önemli bilgileri veriyor:
“Yapılması gereken; günlük kalorinin en fazla yüzde 30’unu yağlardan almak ve almakta olunan ‘kötü’ yağları ‘iyi’ yağlarla değiştirmektir. Doymuş ve trans yağların tüketimi ‘kötü kolesterol’ olarak bilinen LDL-kolesterol düzeyini, dolayısıyla kalp hastalığı riskini artırıyor. Bu tip yağların, alınan toplam kalorinin yüzde 10’unu aşmaması gerekiyor. LDL-kolesterolü yüksek olan ya da kalp hastası olanlarda bu oran yüzde 7’nin altına, kolesterol alımı günde 200mg’ın altına inmelidir.
Margarin, kırmızı et, yumurta sarısı, tam yağlı süt ve ürünleri, kızarmış gıdalar, hamburger ve benzerleri, ticari unlu mamuller bu tür ‘kötü’ yağların başlıca kaynaklarıdır. Doymamış yağlar ise LDL-kolesterol düzeyini düşürürken ‘iyi kolesterol’ olarak adlandırılan HDL-kolesterolü artırıyor. Zeytinyağı, fındık yağı, mısırözü yağı, balık, ceviz, soya fasulyesi bu ‘iyi’ yağların kaynaklarıdır ve günlük kalorinin en fazla yüzde 30’u olması gereken yağ tüketiminde bunlara ağırlık verilmelidir.”


Hipertansiyona Dikkat!

Sık rastlanan bir hastalık olan hipertansiyon, kalp hastalığı için önemli bir risk oluşturuyor. İlaçlara ek olarak fazla kiloların verilmesi, egzersiz ve tuz kısıtlaması tedavinin önemli unsurları. Bunların yanı sıra son zamanlarda yapılan çalışmalar, sebze ve meyvelerden zengin, az yağlı beslenmenin de kan basıncının düşürülmesinde etkili olduğunu gösteriyor. Bu tip beslenmede potasyum, magnezyum, kalsiyum daha fazla, sodyum ve zararlı yağ türlerinin daha az tüketildiğini beliren Ateş, “Hipertansiyon hastaları tuz tüketimini günde 6 gramın altına indirmelidir. Hipertansiyonda bir diğer önemli konu alkol kullanımının sınırlandırılmasıdır. Fazla miktarda alkol kan basıncı kontrolünü güçleştirmektedir” diyor.

Fazla Kilo Kalbi Nasıl Etkiliyor?

Dr. Gürsel Ateş, fazla kilo-şişmanlığın kalp hastalığı riskini artırdığı en önemli durumları şöyle sıralıyor:

• Kandaki kolesterol ve trigliserid düzeyini artırır.
• ‘İyi’ kolesterol olarak bilinen HDL-kolesterol düzeyini düşürür.
• Kan basıncını yükseltir.
• Diyabeti başlatabilir.

Fazla kilo-şişmanlığın temel sebebini, kişinin günlük yaşam ve fiziksel hareketlerinde harcanan kaloriden fazlasını gıdalarla alması olarak ifade eden Dr. Ateş, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmenin kilo vermenin başlıca yöntemleri olduğunu dile getiriyor.

Kalp Sağlığı İçin Beslenme Önerileri

• Orta derecede karbonhidrat, protein ve az miktarda, ancak sağlıklı yağlardan oluşan dengeli öğünlerle beslenin.
• Tam yağlı süt ve ürünlerinden ziyade yağı azaltılmış olanları tercih edin.
• Haftada dört yumurtadan fazlasını yemeyin. LDL-kolesterolü yüksek olanlar yumurta sarısı bakımından daha da dikkatli olmalıdırlar.
• Kırmızı et yerine balık, derisi hariç kümes hayvanları ve az yağlı etler tüketin.
• Günde en az 5 kez sebze ve meyve tüketin. Bunlarda önemli vitamin ve mineraller mevcuttur.
• Günde en az 8–10 bardak su içmelisiniz.
• Liften zengin tahıl, kepek, fasulye, meyve ve sebzeleri düzenli olarak tüketin. Çözünebilir lifler kan kolesterolünü yüzde 15’e kadar düşürebilmektedir.
• Günlük alkol tüketimini (kadınlar bir, erkekler iki kadeh) sınırlı tutun.
• Günde 6 gramdan fazla tuz tüketmeyin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.