Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

'Uzman olmayan kişiler beslenme anlatıyor'

İstanbul Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, sürdürülebilir beslenme konusunda, konunun uzmanı olmayan kişilerin fikir yürütebileceği bir konu haline geldiğini belirten Prof. Dr. Elmacıoğlu, sağlıklı olmak için dengeli ve yeterli beslenmenin yanında sürdürülebilir beslenmenin de gerekli olduğunu belirterek, beslenme konusunda uzman olmayan kişilere karşı vatandaşları uyardı. Yeni kavram: Sürdürülebilir beslenme Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, yeni kavramın sürdürülebilir beslenme olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Sürdürülebilir beslenme, vücudun gereksinim duyduğu besin öğelerinin organizmanın ihtiyacı kadar alınımıdır. Bunun için gerekli olan yeterli kelimesini ayırt etmemiz mümkün değil. Beslenme denildiği zaman bu tarifi kimse topluma anlatmıyor. Çünkü bilmiyor. Herkes dengeli ve yeterli beslenmenin sağlıklı yaşam için yeterli olduğunu söylüyor. Bunun üçüncü bir ayağı da sürdürülebilir beslenmedir. Yeni bir kavramdır. 21 yüzyılın yeni tanımı budur.

Salata ile kilo verin!

Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla kilo problemi yaşayan kişilerde de çeşitli diyet listeleriyle zayıflama telaşı başladı. Uzmanlar yaza sağlıklı ve formda girmek isteyenlere önemli uyarılarda bulunuyor. Sağlıklı zayıflamak ve cildin güzelleşmesi için salata ve sebze yemeklerinin mucizesinden yararlanılmasını tavsiye ediyor.  Diyetlerde yenen salatalara eklenen yağ ve diğer gıdalar hata! Salataya eklenen ceviz, badem, peynir ve havuç gibi besinler salatayı ana yemek haline getiriyor… Taze sebze ve salatalarla tok kalınarak, sağlıklı kilo verilebileceğini kaydeden Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Beslenme Uzmanı Gizem Köse, vitamin açısından da zengin olan sebzelerin zayıflamaya yardımcı olduğunu söyledi.

Obezite Omurilik Sağlığını Olumsuz Etkiliyor

Modern insanın en büyük problemlerinden olan hareketsizlik ve buna bağlı gelişen obezite, yaşam kalitesini düşürdüğü gibi omurilik sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor.  Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yaptığı açıklamaya göre Avrupa’da 2030’da ciddi bir obezite krizi yaşanacak. Türkiye’de de kadınların yüzde 73’ü, erkeklerin yüzde 68’i fazla kilolu olacak. Obeziteye karşı önlem alınmazsa bozulan omurilik sağlığı da başka bir krize yol açacak. Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu oluşan obezite, vücutta birçok deformasyona yol açıyor. Obezite yaşam kalitesini düşürürken, başka hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Obeziteye bağlı olarak vücut ağırlığının artmasıyla birlikte omurilik sağlığının bozulması, karşılaşılan ciddi sağlık sorunlarının başında geliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, beklenen obezite kriziyle birlikte birçok kişinin omurga sağlığını kaybedeceğini vurguluyor.

Düğün öncesi fit öneriler

O özel gün yaklaşırken hepimiz kendi kendimize sözler verir, dileklerde bulunur ve bazen de değişim kararları alırız. Kararınız düğün gününüzde yıldız olmak ise değişim için bir an önce harekete geçin. Diyetisyen Emre Uzun, bu gecenin starı olmanız için size harika ipuçları veriyor. Düğünden bir hafta önce daha az yağ ve şeker içeren bir beslenme düzeni oluşturup, taze sebze, meyve, baklagil, tohumlar ve yağsız proteine ağırlık verirseniz bu gün için hazırlık yapmış olursunuz.

Fazla Kilolar Ruh Sağlığınızı Bozmasın

Bazen psikolojik problemler yeme isteğini artırıp beraberinde fazla kiloları getirebilirken, bazı durumlarda da fazla kilolar kişiye stres ve depresyon belirtileri ile geri dönebilir. Kilo problemlerinde diyet ve egzersizin yanında psikolojik destek alınması da önemlidir.  Memorial Hizmet Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uz. Psk. Sevda Sevimli Yurtseven, depresyon ve kilo problemi ilişkisi hakkında bilgi verdi. Mutsuzluk çikolata ve hamur işine itebiliyor Depresyon ve kilo arasında her zaman yakın bir ilişki vardır. Depresyondaki kişiler keyifsizlik ve mutsuzluk problemi yaşar, sosyal hayata katılmak istemez ve enerjisini toplayamaz. Bu durumda kişi hiçbir şeyden zevk alamadığından daha çok yemek yemeye yatırım yapabilir. Bu yatırımda tercihler genellikle mutluluk veren yiyecekler olan çikolata, şekerli ürünler ya da hamur işleridir. Ancak burada geçici bir haz duygusu yaşanır ve tekrar bu yiyeceklere yönelme ve kilo artışı gündeme gelir. Depresyona bir de kilo problemi eklenmişti

Yağların hepsi zararlı değil

Sağlık tartışmalarında sıkça adı geçen yağların bir kısmının kilo vermede, bağışıklığı güçlendirmede, selüliti önlemede yararlı olduğunu ortaya koyuyor.  Life Fitness Akademi uzmanlarından Bünyamin Aysoy; vücut geliştirmeci sporcular ile diyet yapan kişilerin yağları listelerinden %85 kaldırmaları aslında yanlış bir yaklaşım olduğunu söylüyor. Kilo fazlalığı problemi yaşayanların korkulu rüyası olan yağların hepsi zararlı değil. Yağlı balık, yeşil sebze, kabak çekirdeği, ceviz gibi besinleri tüketerek vücudunuzun yağ yakma hızını artırabilirsiniz. Temel yağ asitleri, vücudun metabolik hızını artırıyor; hücreler daha hızlı enerji üretmeye, yiyeceklerle alınan kaloriler daha hızlı yakılmaya başlanıyor. Dolayısıyla enerjiyi artırıyor, kişiyi daha çok harekete sürüklüyor. Bu, kiloyu daha rahat vermeyi sağlayan etkenlerden biri. Bu yağları yiyerek yağ yakabiliyor, kilo verebiliyorsunuz. Yağlar ikiye ayrılıyor:  Sağlık sorunlarına yol açanlar ve iyileştiriciler. İyileştirici yağlara

Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal sağlık iksiri: Maya

Ekmeğin hammaddesi 'maya'nın, aslında yüzde 52'si yağdan zengin proteinlerden oluşan ve 18 farklı aminoasit içeren bir doğal besin desteği olduğunu biliyor muydunuz? Ekmek ve hamurişlerinin besin değerini artıran hammaddesi olarak bildiğimiz 'maya'nın, % 52’sinin proteinden oluştuğu, 18 farklı aminoasit içerdiğini ve protein kaynaklarının yağdan da zengin olduğu düşünüldüğünde, mayanın az yağlı mükemmel ve doğal bir protein kaynağı olduğunu biliyor muydunuz? Maya'nın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini kaydeden Beslenme Uzmanı Banu Topalakçı Salman, "B grubu vitaminlerden zengin maya, selenyum, demir, krom, potasyum, magnezyum, çinko ve fosfor kaynağı. Yağ, karbonhidrat, şeker ve sodyumdan yoksun olması ile sporculardan diyet yapanlara pek çok kişi için de formda tutan bir sağlık iksiri" diye konuştu Ekmeğin ve hamur işlerinin hammaddesi olarak kullandığımız 'maya'nın bağışıklık sistemini önemli ölçüde güçlendirdiği ortaya çıktı. Mayalı

Yalnızca Yiyecekler Değil Kozmetikler De Hasta Edebilir

Karın ağrısı, şişkinlik ve kilo alamamak gibi masum şikayetlerle kendini belli eden çölyak hastalığı genellikle farklı hastalıklarla karıştırılıyor. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan glüten proteininden uzak durarak beslenmek, çölyak hastalığının tek tedavisi olarak biliniyor.  Memorial Şişli Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Koray Tuncer “9 Mayıs Dünya Çölyak Günü” öncesinde çölyak hastalığı ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Alerji ömür boyu devam eder Glüten enteropatisi yani çölyak hastalığı ince bağırsağın glüten proteinine karşı ömür boyu gösterdiği bir alerjidir. Çölyak hastalığı, yaşam boyu devam eden bir gıda alerjisi olarak bilinmektedir. Vücudun verdiği tepki neticesinde 12 parmak bağırsak yapısı bozulmakta ve ince bağırsağın özellikle başlangıç kısmı normal yeteneğini kaybetmektedir. Dolayısıyla kişiler bu noktada gelişmesi gereken emilim faaliyetlerinden yoksun kalmaktadır. Bu belirtiler varsa siz de çölyak olabilir

Göbeğinden bir türlü kurtulamayanlara müjdeli haber

Japonlar bu kez bölgesel yağlar için kolları sıvadı. Yaz başında göbeğinden hemen kurtulmak isteyen, vücudu sarkan, yan simitlerinden şikâyetçi olanların imdadına FDA onaylı 4D lift yöntemi geliştirildi. Bu yöntemle ilk seanstan itibaren vücut, gerginleşiyor, şekil alıyor ve yağlar yok ediliyor. Hem de ameliyatsız! Japonların son teknolojisi 4 boyutlu yöntem siz uyurken vücuttan yağ atılımını gerçekleştiriyor. Yaklaşık bir saat süren uygulamanın ilk seansından itibaren göbek yağları gidiyor, kol, bacak, karın ve gıdı sarkmaları son buluyor! Dünyadaki son sistem olan 4D lift yöntemi ameliyatla yağ aldırma operasyonlarının ve vücut germe işlemlerinin üstüne çıkıyor.

Lezzetli ve kalorisi düşük 10 kahvaltı önerisi

Güne zinde başlamak isteyenlere, enerjisi 400 kaloriden düşük 10 lezzetli kahvaltı önerisinde bulunuluyor. Sabahları vaktiniz kısıtlıysa ya da kahvaltıda aynı şeyleri yemekten sıkıldıysanız kolayca hazırlanabilecek, aynı zamanda da lezzetli, sağlıklı ve kalorisi düşük kahvaltılar sizi bekliyor. Kahvaltı etme alışkanlığınız olmayabilir ya da sabahları kahvaltı hazırlayacak vaktiniz kısıtlı olabilir. Sizin için Türkiye’nin en güvenilir sağlıklı yaşam sitesi Diyetkolik.com’un diyetisyenlerinden Sena Tuvanç, hem pratik hem de enerjisi 400 kaloriden düşük 10 farklı kahvaltı önerisinde bulunuyor. Tuvanç, günün ilk öğünü olarak kahvaltının metabolizmanın uyanmasını sağladığını ve bu nedenle önemli olduğunu belirterek, “Metabolizma harekete geçmediğinde vücudunuz yeterince enerji yakamayacağından güne mutlaka kahvaltıyla başlamak gerekiyor.” diye açıkladı.

Metabolizma Hızınızı Artıracak 11 Öneri

Kış aylarında fiziksel aktivitelerimizin de azalması ile birlikte metabolizmamız da yavaşlıyor. Bu durumda kilo alımı ve bölgesel yağlanmalar kaçınılmaz hale gelebiliyor. Özellikle bahar aylarında metabolizmayı canlandırmak büyük önem taşıyor.  Yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklerle kışın yavaşlayan metabolizmanın canlandırılması ve ideal kiloya ulaşıp sağlıklı kalmak mümkün olabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Aysu Aydın, metabolizma hızı ölçümü hakkında bilgi verdi. İdeal bir şekilde ağırlık kaybı sağlayabilmek için bireyin bazal metabolizma hızına (BMH) göre beslenmesinin planlanması gerekir. Bazal metabolizma hızı; bazal koşullar altında solunum, dolaşım, gastrointestinal faaliyetler, kas tonusu, vücut sıcaklığının korunması gibi temel metabolik olayların sürdürülmesi ve böbrek, karaciğer gibi organlar ve endokrin bezlerin fonksiyonlarının devam ettirmesi için harcanan enerji anlamına gelmektedir. Eğer kişi BMH’nin altında besleniyorsa, ideal

Sınırsız yiyebileceğimiz besinler

Ünlü diyetisyen ve beslenme uzmanı Dilara Koçak’ın önerileriyle artık açlık hissettiğinizde sınırsızca ve doyasıya yiyebileceğiniz besinleri keşfedeceksiniz! İlkbaharın başlamasıyla en çok konuşulan konuların başında diyetler geliyor. Kış ayında kontrolü tamamen bıraktıysanız şimdi az yemeye başladığınızda doymama sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Mide hacminiz genişlediği için ufak öğünler, aç hissetmenize sebep olabilir. Lif içeriği yüksek, su oranı iyi ve düşük kalorili bazı besinler daha uzun süre tokluk verir. Su içeriği yüksek sınırsız yiyebileceğimiz besinleri Uzman Diyetisyen Dilara Koçak şöyle sıralıyor. ÇİĞ SEBZE VE SALATALAR “Tabağınızın yarısını salatayla doldurun” önerilerini duymaktan sıkılmış olabilirsiniz ancak yapılan bir çalışmaya göre, yemek öncesi salata tüketmek, yüzde 23 oranında doymuşluk hissi veriyor ve yemek alımını yüzde 11 oranında azaltıyor. Yeşil sebzelerin içeriğindeki besin öğelerini yeterince alabilmek için içine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklediğinizden e

Erkeklerin diyetini toplum desteklemiyor!

Kilo almak ve verememek sadece kadınların değil erkeklerin de sorunu. Erkekler de kadınlar gibi fazla kilolarından şikâyetçi ancak diyet konusunda kadınlar kadar sabırlı davranamıyor. Diyet yapan erkekler toplum tarafından da desteklenmiyor. Diyet yapan erkeklerin toplumda kabul görmediğini ve alışılmış bir durum olmadığı için diyetlerinin sosyal çevreleri tarafından desteklenmediğini kaydeden Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Köse, erkeklerin bir taraftan kilolarıyla uğraşırken, diğer taraftan da toplumun “erkek diyet yapmaz” algısıyla mücadele ettiklerini söyledi. Köse söyle dedi: Sağlıklı beslenmenin cinsiyeti olmaz! “Sağlıklı beslenme ilkeleri için cinsiyet ayrımı yapılmaz. Sağlıklı beslenme ilkeleri hem kadınlar hem de erkekler için aynıdır. Dengeli ve doğru beslenmede en önemli konu, tek yönlü beslenmeden uzak durarak 4 ana besin grubunu beraber tüketmektir. Yani bir öğünü tüketirken sadece et, tavuk ya da soslu bir makarna tüketmemek, bunu

Sıvı İhtiyacınızı Aldığınız Kalori Belirliyor

Havaların ısınmasıyla beraber, vücudumuzdaki su kaybı ve dolayısıyla suya olan ihtiyacımız da giderek artacak. Vücutta pek çok hayati fonksiyonun yerine getirilmesinde önemli rol oynayan suyu özellikle bu dönemde yeterli miktarda tüketmek, sağlımızı korumak için büyük önem taşıyor.  Sağlıklı Beslenme Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, günlük su ihtiyacının genelde alınan kaloriye göre belirlendiğini ve sağlıklı bir hayat için günde en az 1,8-2 litre su tüketmek gerektiğini ifade ediyor. Oksijenden sonra canlıların en önemli yaşam maddesi olan suyun önemi sıcak havalarda bir kat daha artıyor. Öyle ki yemek yemeden haftalarca hayatta kalabilen insanoğlu, susuzluğa ancak birkaç gün dayanabiliyor. Türkiye’de su arıtma cihazları pazarının öncülerinden Waternet’in Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, özellikle yaz aylarında vücutta tutulması gereken su oranının çok önemli olduğunu belirterek, “Günlük su ihtiyacı alınan kaloriye göre belirlenmeli. Ortalama bir yetişkinin günde 1800-2200

Fazla Kilolu Kadınlar Risk Altında

Beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle artan obezite sorunu, sigara tüketiminin artması, yaş ve kilo artışıyla yaygınlaşan diyabet hastalığı son yıllarda kadınlar arasında kalp hastalıklarının daha sık görülmesine neden oluyor. Kadınların özellikle menopoz dönemi ile birlikte kalp sağlıklarına iki kat özen göstermesi gerekiyor.  Memorial Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Yorgancıoğlu, kadınlarda kalp hastalıklarının nedenleri ve korunma yolları hakkında bilgi verdi. 50 yaşın üzerinde damar sertliğine dikkat Damar sertliği ve koroner arter hastalıklarının son yıllarda kadınlarda görülme sıklığının artmasının başlıca sebebi ortalama yaşam süresinin uzamasıdır. Bu durum menopoz sonrası dönemde görülen damar sertliğinin ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kalp hastalıklarının görülme sıklığını da artırmaktadır. Kadınlarda yaşa bağlı olarak gelişen damar sertliğinde menopozun tetikleyici bir etkisi yoktur. Menopoz öncesi dönemde damar sertliğinin daha az gö

Diyet yaparken en çok ne yiyoruz, ne içiyoruz?

Diyet yapanların alışkanlıkları incelenerek en çok hangi gıdaları tükettiklerini belirlendi.  Kahvaltıda ekmek ve beyaz peynir başı çekerken, akşam yemeğinde salatanın yağsızı, yoğurdun ise tam yağlısı tercih ediliyor. Ara öğünlerin vazgeçilmezleri arasında da Türk kahvesi yer alıyor, tabii şekersiz olanından… Bunların yanı sıra, tüketilenler arasında “diyetbozan” gıdalar da var. Yaz ayları yaklaştıkça, diyet ile ilgili konular gündemdeki yoğunluğunu giderek daha çok hissettiriyor. Yaza fit bir şekilde başlamak isteyenler diyete başladı veya başlamak üzere gereken araştırmaları yapıyorlar. Peki diyet yapanların beslenme programlarında en çok hangi besinler yer alıyor? Diyet yapanların neler yediklerini ayrıntılı olarak belirlendi. Yapılan incelemede kahvaltı ve akşam yemeğinde hangi gıdaların daha fazla tüketildiği, ara öğünlerde ağırlıklı olarak ne gibi yiyeceklerin tercih edildiği ve pişmanlığa en çok sebebiyet veren “diyetbozan” yiyeceklerin hangileri olduğu tespit edildi. Diyetkoli

Kilonun nedeni ekmek değil!

Kilonun tek suçlusu ekmek değil. En büyük suçlu ekmek inancı yanlış, diyetlerinden ekmeği çıkaranlar beslenme hatası yapıyor. Çünkü suçlu olan ekmek değil, ekmek yanında yenilen kalorisi yüksek gıdalar. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Beslenme Uzmanı Diyetisyen Gizem Köse, ekmeğin değil, ekmek yanında yenilen kalorisi yüksek gıdaların suçlu olduğuna dikkat çekiyor. Köse, 1 dilim ekmeğin 70 kalori olduğunu ancak ekmeğin yağa ya da yemek suyuna bandırılmasıyla kalorisinin bir anda 300 kaloriye yükselebildiğini söylüyor. Köse, “kilo almada ekmeği suçlu koltuğundan kaldırın” uyarısında bulunuyor. Türkiye’nin beslenme alışkanlıkları inceleyen beslenme uzmanları ile kilo veremediğinden yakınan kişilerin, bu konuda her zaman suçu ekmeğe attıklarını kaydeden Köse, bunun sorgulanması gereken bir durum olduğunu söyledi. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırmasında, Türk insanının beslenme alışkanlıkları incelenirken, günlük alınan enerjinin % 34 -35’nin yağdan alındığının

Vücudunuz bahara hazır mı?

Soğuk ve karlı kış mevsiminin yerini ılık, güneşli bahar mevsimine bıraktığı şu günlerde birçok kişide mevsim değişikliğine bağlı bahar yorgunluğu olarak adlandırdığımız halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği, mutsuzluk, stres gibi ortak şikayetler görülmektedir.  Yanlış beslenme alışkanlıkları, düzenli yemek yememe ,vitamin ve minerallerin besinlerle yeterli miktarda alınmaması, sedanter yaşam biçimi, bahar yorgunluğuna sebep olup yaşam kalitemizi ve çalışma tempomuzu da olumsuz etkileyebilir. Peki vücudumuz bahara hazır mı ? Medicine Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Kazan, birkaç basit önlemle mevsim değişikliklerinin getirdiği olumsuzlukları yenmenize yardımcı olacak? Yeterli ve düzenli beslenin: Güne kahvaltıyla başlayın ve öğünlerinizi geçiştirmeyin. Güne kahvaltıyla başlamak sizi güne daha zinde başlamanızı sağlar ve öğlene kadar performansınızın düşmesini önler Sabah kahvaltıların öğle vaktine sarkması öğle öğünlerinin geçiştirilip akşam fazla yemeye neden olu

Kırık kalbinizi sağlıklı besinlerle onarın!

Günümüzün en önemli sorunu haline gelen depresyonun altında sadece ruhsal sebepler olmayabilir, beslenme düzeninin olmaması ve vitaminlerden eksik beslenme de depresyonu tetikliyor. Beyindeki mutluluk hormonu olan serotonin düzeyinin beslenme ile doğrudan alakası oluyor.  Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Serra Arslan; “Omega 3 ve B vitaminlerinden zengin bir beslenme düzeni ile vücudunuzdaki serotonin düzeyini yükseltebilir, duygu durumlarınızı daha sağlıklı bir hale getirebilirsiniz” Bir çok besin öğesinin doğrudan depresyon ile ilişkisi olduğunu söyleyen Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Serra Arslan, şu önerilerde bulundu: Günümüz yaşam koşullarının geleceğe dair kaygıyı arttırması, stresli günlük yaşam ile insanlarda depresyon görülme sıklığı gün geçtikçe arttırıyor. Depresyondaki bireylerin iyileşme süreçlerinde yapılan çalışmalarda psikiyatrik desteğin yanı sıra diyet kalitesinin de son derece önemli olduğu vurgulanıyor. YEDİ

A'dan Z'ye bölgesel zayıflama...

Yaz ayları yaklaştıkça kışın alınan kilolardan kurtulma telaşı da beraberinde geliyor. Kimimiz vücudunun genelindeki kimimiz de bölgesel kilolardan şikayetçi.  TOBB ETÜ Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Murat Baykır, bölgesel zayıflamayı arzu eden ancak, seçeneklerin çokluğu sebebiyle kafası karışanlara uzmanlardan yardım almasını önerdi. Bölgesel zayıflamanın kilo azaltma yöntemi olmadığını belirten Dr. Murat Baykır, uygulamayla ilgili metodlar, seanslar ve sonrasına dair merak edilen birçok konuya açıklık getirdi. BÖLGESEL ZAYIFLAMA NEDİR? En başta söylenmesi gereken temelde bir kilo azaltma yöntemi olmadığıdır. Vücudun belli bölgelerinde birikmiş olan yağların azaltılması amacıyla kullanılan yöntemlere verilen genel isimdir. Her bireyin farklı bir vücut yapısı vardır. Genetik, içsel ve dışsal sebepler de yıllar içinde bu yapının üzerine eklendiğinde pek çoğumuzda yağlanma başlar ve bu yağlanma da vücutta homojen dağılmaz, belli başlı alanlarda daha çok depolanır. Bu biriken yağ doku

Diyetin Anlamı Dengeli Beslenme

Yazları sıkı diyetler yapıp, sonbahar ve kış ayları geldiğinde kötü beslenmeyin. Yaz mevsiminin bitişiyle birlikte, genellikle diyet yapmaya da son verilerek kötü beslenme alışkanlıklarına dönülüyor. Oysa diyet kısa sürede çok kilo vermek için yapılmamalı; sağlıklı beslenmek alışkanlık haline getirilmeli ve bu bir yaşam biçimine dönüştürülmeli. Diyetkolik.com diyetisyenlerinden Diğdem Özkahya, yeni bir dönemin başlangıcı olan sonbahar için, her yıl kilo konusunda yaşadığınız kısır döngüden kurtulmanızı sağlayacak uygulaması kolay tüyolar veriyor. Sağlığınız için, yazları sıkı ve sağlıksız diyetler yapmaktan ve sonbahar ile kış aylarında kötü beslenmekten vazgeçin. Özkahya, diyeti bikini giymek için katlanılan bir eziyet görmeyi bırakıp, daha iyi hissetmek için edinilmesi gereken bir yeme alışkanlığı olarak algılanmasının önemini vurguluyor: “Soğuk kış ayları boyunca alınan kiloların yaz ayları başladığında hemen verilebilmesi ve kalıcı sonuçlar elde edilebilmesi neredeyse imkânsız. Dö

Arkadaşınla Her Şeyini Paylaş Ama Diyetini Asla

Arkadaşınızın başarılı olduğu diyet listesini uyguladınız ama arkadaşınız kadar kilo veremediniz mi?  Sağlıklı olmak için arkadaşınıza değil, işin uzmanlarına kulak verin. “Su içsem yarıyor” diyen arkadaşınız mucizevi bir diyetle bütün kilolarından mı kurtuldu? En iyi bildiğim diyet arkadaşımın diyetidir diyerek arkadaşınızın bünyesine uygun olan diyeti uygulamayın çünkü o diyet sizin sağlıklı beslenmeniz için gereken besinleri içermiyor olabilir. Türkiye’nin ilk online diyet ve egzersiz platformu olan Diyetkolik.com’un deneyimli diyetisyenleri, arkadaşınızın sağlıklı olmasını sağlayan beslenme programının sizin için uygun olmayabileceğini hatırlatıyor. Diyetin kişiye özel olduğunu söyleyen diyetisyen Eda Özçoban, gerek fiziksel özellikler, gerekse günlük yaşamdaki alışkanlıklar ile herkesin birbirinden farklılaştığını ve bu doğrultuda herkesin vücut işleyişi ve ihtiyaçlarının kendine has olduğunu söylüyor. Bir başka deyişle, arkadaşınızın diyeti sizin ihtiyaçlarınız ile uyuşmayabilir.

Fazla spor yapmak kısırlık sebebi mi?

Ergenliğe yeni girmiş hassas yapıdaki vücudun fazla egzersiz ile zorlanması ve düzensiz beslenme, yumurta kalitesini bozarak kısırlığa neden olabilir. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, spor bağımlısı genç kızları uyarıyor: Ergenliğe yeni girmiş hassas yapıdaki vücudun fazla egzersiz ile zorlanması ve düzensiz beslenme, yumurta kalitesini bozarak kısırlığa neden olabilir Düzenli olarak spor ve egzersiz yapmak sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmakla beraber, her şeyde olduğu gibi olduğu gibi sporun da azı karar çoğu zarar. Özellikle ergenliğe yeni adım atmış genç kızlarda gereğinden fazla spor yapmak ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Fazla ve ağır spor yapan genç kızlarda, bu duruma beslenme bozukluğu eklendiğinde östrojen (kadınlık hormonu) azalır ve buna bağlı olarak kemik erimesi başlar. Fiziksel ve ruhsal anlamda çok çeşitli gelişmelerin yaşandığı bu dönemde ağır eg

Hızlı Zayıflama Telaşıyla Omurganıza Yüklenmeyin

Havaların ısınmasıyla kadınların hızlı zayıflama maratonu da star aldı. Kışın alınan kiloları kısa süre içerisinde vermeye gayret etmek ve tatilde daha fit görünme uğruna ağır tempolu spor yapmak, omurga üzerinde büyük risk oluşturuyor.  Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, hamlamış vücudu spora yavaş yavaş alıştırmak gerektiğini söylüyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, kışın sporu bırakarak kiloları almaya başlayanlara, hızlı zayıflama çalışmadan önce sağlıklı tavsiyelerde bulunuyor. Havaların ısınmasıyla hızlı kilo vermenin yöntemleri aranıyor. Bu yöntemler arasında kimileri için besin takviyeleri, sağlıksız haplar ve diyetlerin yanı sıra ağır ve bilinçsizce yapılan sporlar yer alıyor. Birkaç ay egzersiz yapmayarak vücudu ısındırmadan, birden bire spora başlamak; ağır tempolu ve omurgaya yüklenecek şekilde, yanlış seçilmiş sporlar yapmak; bel ve boyun fıtıklarını tetikliyor. Omurgaya binen yük miktarını artıran sporlardan ise özellikle ka

Bedenin şifresini çözerek kalıcı zayıflayın

Sağlıklı, açlık krizlerine girmeden ideal vücut hatlarına sahip olarak zayıflamak istiyorsanız metabolizmanıza hangi besinlerin uygun olduğunu seçebiliyor, Parmak İzi yöntemiyle sağlıklı bir şekilde fit kalabiliyorsunuz. Yapılan kan, hormon, kan şekeri, enzimler ve diğer parametreler göze alınarak 3 bin besin içinden metabolizmanıza en uygun besinler belirlenip sağlıklı kilo vermeyi sağlıyor. Kişi, açlık krizine girmeden kendi metabolizmasına uygun yiyecekleri tüketerek sağlıklı beslenmiş oluyor. Ayrıca uygulanan yöntemle; var olan tansiyon, şeker, tiroid gibi hastalıklarda gözle görülür ölçüde düzelmeler gözleniyor. Kişinin parmak izi gibi çalışacak bu beslenme uygulamasıyla kişinin ne yiyip ne yemeyeceği, hangi saatte ne tüketeceği, nelerden uzak durması gerektiği belirlenebiliyor. Yüzlerce diyet çeşidi deneniyor ancak her diyet kişinin zayıflamasına yardımcı olmuyor. Kişiye ait DNA’ların, kodların, kan grubunun, hormonların beslenmede önemli bir faktör olduğunu belirten Medikal Es

Fazla Kilolar ve Hareketsizlik Bel Fıtığını Tetikliyor

Bacak ağrısı, uyuşma, yürüme ve oturmada güçlük gibi belirtilerle kendini gösteren bel fıtığı, hareket kabiliyetini kısıtlayıp günlük yaşamı olumsuz etkileyen hastalıkların başında geliyor. Bel fıtığı, üzerinde en çok konuşulan ve hakkında doğru bilinen yanlışların en fazla olduğu hastalık olarak tanımlanıyor.  Memorial Şişli / Ataşehir Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlhan Elmacı, bel fıtığında bilinçsiz yaklaşımın kişinin sakat kalmasına neden olabileceğini belirterek tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Bel fıtığını tetikleyen birçok neden vardır. Obezite, hareketsizlik, sigara kullanımı, günlük yaşamda omurga fizyolojisine uygun hareket etmemek, meslekle ilgili faktörler bunların başında gelenlerdir. İnsanların % 90’ ı hayatının bir döneminde bel ağrısı ile karşı karşıya kalmaktadır ancak bel ağrılarının % 5’i bel fıtığına bağlı olarak meydana gelmektedir. Her bel ağrısının bel fıtığından kaynaklanmadığı bilinmelidir. Dikkat edilmesi gereken

Kilo almak için yapılan yanlışlar

Kilo almanın kilo vermekten daha kolay olduğunu düşünürüz her zaman. Aslında düşündüğümüzün aksine, kilo almak isteyenlerin işi, kilo vermek isteyenlere göre genellikle daha zor oluyor.  Uzman diyetisyenlerine göre kilo almak isteyenlerin, günlük kalori ihtiyaçlarının üzerinde bir enerji alımı sağlamaları gerekiyor. İşte tam da bu noktada kişilerin sabırlı ve kararlı olmaları çok önemli ve emin olun, bu da hiç kolay bir şey değil… Türkiye’nin ilk online diyet ve egzersiz platformu Diyetkolik.com’a göre kilo vermek ya da almak için ne yapılması gerektiği sorusuna verilebilecek ilk yanıt, “alışkanlıkları değiştirmeye açık olmak”. Çünkü kilo değişimi ancak alışkanlıkların değişmesiyle sağlanabiliyor. Örneğin, sadece tek öğünde çok fazla kalori tüketerek kilo almaya çalışıyorsanız, bu doğru ve sağlıklı bir davranış olmadığı için kalıcı bir şekilde hedefinize ulaşmanız mümkün olmaz. Bu durumda mevcut düzeninizi değiştirmeniz ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimsemeniz gerekir. Diyetk