Ana içeriğe atla

Kilo almak için yapılan yanlışlar

Kilo almanın kilo vermekten daha kolay olduğunu düşünürüz her zaman. Aslında düşündüğümüzün aksine, kilo almak isteyenlerin işi, kilo vermek isteyenlere göre genellikle daha zor oluyor. 

Uzman diyetisyenlerine göre kilo almak isteyenlerin, günlük kalori ihtiyaçlarının üzerinde bir enerji alımı sağlamaları gerekiyor. İşte tam da bu noktada kişilerin sabırlı ve kararlı olmaları çok önemli ve emin olun, bu da hiç kolay bir şey değil…

Türkiye’nin ilk online diyet ve egzersiz platformu Diyetkolik.com’a göre kilo vermek ya da almak için ne yapılması gerektiği sorusuna verilebilecek ilk yanıt, “alışkanlıkları değiştirmeye açık olmak”. Çünkü kilo değişimi ancak alışkanlıkların değişmesiyle sağlanabiliyor. Örneğin, sadece tek öğünde çok fazla kalori tüketerek kilo almaya çalışıyorsanız, bu doğru ve sağlıklı bir davranış olmadığı için kalıcı bir şekilde hedefinize ulaşmanız mümkün olmaz. Bu durumda mevcut düzeninizi değiştirmeniz ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimsemeniz gerekir.

Diyetkolik.com Diyetisyeni Damla Eda Özçoban, kilo alma diyeti uygulamaya başlamadan önce ilk aşamada doktora danışılması gerektiğine dikkat çekiyor: “Diyetten önce doktora giderek kilo almanızı engelleyen veya zorlaştıran bir sağlık sorununuzun olup olmadığını anlamalısınız. Örneğin, sindirim sistemi bozuklukları, metabolizmanın hızlı çalışmasına neden olan hipertiroidi gibi hormonal hastalıklar, bağırsak parazitleri ve emilim bozuklukları bu sorunlar arasında ilk akla gelenler. Öte yandan kilo alma korkusu ve psikolojik rahatsızlıklar ile buna bağlı iştah kesilmesi gibi durumlar da fazladan kalori alımı gerçekleşse bile kilo almayı önleyebilen unsurlar.”

Kilo almak için çabalarken yapılan 8 yanlış

1. Öğün atlamak: Ana öğünleri atlamak ve ara öğün yapmamak, kilo almaya çalışırken yapılan en büyük yanlışlardan biridir. Kilo almak istiyorsanız yeme isteğinizi artırabilmek için ana ve ara öğünlerinizi düzenli olarak yapmalısınız.

2. Yemekle birlikte sıvı tüketmek: Yemeğe başlamadan önce veya yemek sırasında sıvı tüketmek zaten hacmi küçük olan midenizi doldurur ve daha az besin tüketmenize neden olur. Bu nedenle içeceğinizi yemeğin sonunda tüketmelisiniz.

3. Çok yavaş yemek yemek: Yemeğe başladıktan sonra 15-20 dakika içinde tokluk hissi oluşur. Çok yavaş yemek yediğinizde, doygunluk hissi oluşana kadar geçen sürede alacağınız kalori gerekenden daha az olur.

4. Yemeğe çorba ile başlamak: Midenizi çorba ile doldurmak, doyma hissinin daha çabuk oluşmasına sebep olur. Bu durumda asıl kalorili olan ana yemeği yemeniz zorlaşır.

5. Salatayı yemeğe başlarken tüketmek: Kilo vermek isteyenlerin aksine, kilo alma hedefiniz varsa salatayı ana yemeği yedikten sonra, en sona bırakmalısınız. Böylece hem fazladan kalori alabilir, hem de midenizin hacmini genişletebilir ve ilerleyen zamanlarda daha fazla besin tüketebilirsiniz. Salatanızda çeşitli soslar kullanmak da daha fazla kalori almanıza yardımcı olacaktır.

6. Hacmi büyük ve kalorisi düşük yemekler tüketmek: Bunun yerine sağlıklı soslar eklenmiş veya 2 besin grubu birleştirilip kalorisi artırılarak hazırlanmış yemekleri tercih edebilirsiniz. Örneğin öğününüzde kıymalı veya peynirli makarna gibi yemeklere daha çok yer verebilir ve daha yüksek miktarda kalori alabilirsiniz.

7. Çok yağlı besinler tüketmek: Kilo almak için kızartma veya yağ içeriği yüksek olan besinler tüketmek çok doğru olmaz. Yağlar midede daha uzun süre kalarak tokluk sürenizin uzamasına yol açarlar. Bu nedenle fırın, ızgara veya buğulama yöntemiyle pişirilmiş yemekleri tercih etmelisiniz.

8. Ara öğünlerde sadece meyve yemek: Meyveler yüksek lif oranına sahip olup midede şişkinlik oluştursalar da, kilo almak için aynı hacimde ama daha yüksek kalorili ara öğünler tercih etmelisiniz. Örneğin, kabak tatlısı üzerine ceviz ilave edebilir veya sütlü tatlılara ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar ekleyebilirsiniz. Evde hazırlayacağınız cevizli kek ve 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu da iyi bir ara öğün alternatifi olacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.