Ana içeriğe atla

Obezitenin tek bir sebebi yok

Tek bir yiyecek veya içecek obezitenin kaynağı değildir. Bilgi kaynaklarını sorgulayın; ‘şunu ye, bunu yeme’ diyenlere itibar etmeyin, doktorunuza danışın.

Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 2010 yılında yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması verilerine göre Türkiye’de her 5 erkekten 1’inin, her 5 kadından 2’sinin obez olduğunu hatırlatarak, obezitenin yüksek veya düşük gelir gruplarının sorunu olmadığını, konuyu tüm toplumu ilgilendiren bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirmek gerektiğini kaydetti.

Obeziteye neden olan tek bir besin olmadığı gibi, bunu ortadan kaldıracak mucize bir besin de bulunmadığını kaydeden Prof. Dr. İlhan, “Önemli olan her besinden ölçülü tüketmek ve oturarak harcadığımız zaman yerine mümkün olduğunca fiziksel olarak aktivite yapmaktır” diye konuştu.

OBEZİTE NEDENLERİ

1. Dengesiz beslenme
Beslenme hayatın olmazsa olmazı. Ancak yanlış ve aşırı beslenme kilo alımına ve obeziteye sebep oluyor. Bireylerin alması gereken enerji dengesini bilmeden aşırı beslenmesi dengeyi bozuyor. 2010 yılında gerçekleştirilen Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması verilerine göre de halkımız yağdan zengin besleniyor. Araştırma, hemen hemen her yaş grubunda yağ tüketiminin yüksekliğine dikkat çekiyor. Yağlar en fazla enerji veren gruptur ve özellikle yağdan zengin beslenmede doyma hissi geç yakalanır ve enerji dengesinin negatif yönde bozulduğu gözlenir. Enerji dengesinin bozulması ne demek bir örnekle açıklayalım; gıdalarla alınan kalorilerin toplamını terazinin bir kefesine koyarsak, gün içinde harcadığınız kalori miktarını da diğer kefesine koyduğunuzda, aldıklarınızın kefesi harcadıklarınızdan ağır basıyorsa denge bozulmuş demektir. Yani kısaca kilo alımı başlamıştır. Önemli olan bu dengenin korunması.

2. Yetersiz fiziksel aktivite
Fiziksel aktivitenin artırılması kilo kontrolü üzerindeki en iyi sonuç veren uygulamadır. Toplumumuzda her dört kişiden üçü yeterli fiziksel aktivite düzeyine sahip değil. Amerikan Spor Hekimliği Birliği tüm erişkinlerin en az haftada 5 gün, toplamda 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmasını öneriyor. En kolay ve ucuz fiziksel aktivite ise yürüyüştür. Hedef her gün 10.000 adım atmak olmalı. Unutmayın her gün fazladan atılan 2000 adım 100 kalori yakar!

3. Uzun süreli diyetler
Uzun süreli ve başarısız her diyet programı yeme bozukluğunun gelişimine yol açarak kilo alımına sebep olur. Bireyi tanımadan, beslenme alışkanlığını bilmeden ve uzman olmayan kişilerce gazetelerde, internette önerilen her gün ardı arkası kesilmeden çıkartılan kitaplarla yapılan diyetler koca bir hiçle sonuçlandığı gibi, yoyo etkisi ile verilen kiloları da geri aldırıyor. En doğrusu bir uzmana danışarak beslenme düzenini ayarlamak.

4. Çevresel faktörler
Obezite gelişimini etkileyen önemli faktörlerden biri de çevremizdir. Doğduğumuz andan itibaren, hayatımız boyunca yaşamımızı sürdürdüğümüz çevremiz beslenme de dahil birçok alışkanlıklarımız üzerinde de belirleyici rol oynar. Obezite de, çoğu kez öğrenilmiş bir yeme davranışının sonucu olup ailenin yeme alışkanlıkları, öğün düzeni, porsiyonların büyüklüğü, en fazla tüketilen besinler ve egzersiz gibi yaşam tarzı ile ilgili faktörlerden ve kültürel faktörlerden etkilenir. Ailede başka obez bireyin olması, bireyin kabul gördüğü bir çevre sağlayarak obeziteyi tetikliyor.

5. Psikolojik faktörler
Bazılarımız için duygularımız yeme alışkanlıklarımızı etkiler. Çoğu insan canı sıkkınken, üzgünken, stresliyken veya kızgınken kontrolsüz yeme davranışı gösterir. Kilo kontrolünü sağlamakta zorluk çeken bireyler duygusal ve psikolojik problemlerle karşılaştığında bu bireylerin yaklaşık %30’u aşırı yeme eğilimi gösterebilir. Aşırı yeme eğiliminde olan kişiler ne kadar yediklerini kontrol edemedikleri gibi büyük porsiyonlar seçme eğilimi gösterirler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.