Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çay içerek zayıflayın

İncecik bir vücuda sahip olmanızı sağlayacak diyet, sağlıklı ve zinde görünmenizi sağlayan egzersiz programlarının yanına bir de bitkisel yöntemlerle uygulayacağınız tedavi ve kürleri de eklediğinizde istediğiniz sonuca ulaşmanız hayal değil. Kilosuna dikkat edenler arasında metabolizmayı hızlandırmak günümüzün en merak edilen konuları listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Büyük çoğunluk fazla kilolardan kurtulmaya çalışırken gündelik koşturmaca nedeniyle düzenli egzersiz yapmak için yeterince vakit ayıramıyor. Bu nedenle diyet sürecini destekleyici mucizevi iksirler peşinde koşuyor. Bu noktada metabolizmayı hızlandıran çay veya yiyeceklerin devreye girdiğini söyleyen Medical Park Gebze Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Aslıhan Küçük, “Bitki çaylarının metabolizmayı hızlandırma etkisi sayesinde kilo vermeye yardımcı olduğu bilimsel çalışmalar tarafından kabul ediliyor. Ancak bitki çayları kilo vermeye sadece yardımcı olur. Kilo almanıza veya verememenize neden olan beslenme biçimini de

Karnınızı değil, duygusal açlığınızı doyurun!

Siz de her pazartesi rejime başlayıp çarşamba bozan, hafta sonunu getiremeden kendini tatlı tabağının başında bulanlardan mısınız?  Sabah başladığınız rejimin daha ilk dakikalarında tatlı krizlerine yenilip, yemek masasından kalkalı 10 dakika olmadan midenizden gelen açlık sinyalleriyle tekrar yemeye başlayanlardan mısınız? Eğer bu iki soruya “evet” diyorsanız, siz de “duygusal açlık” çekiyor olabilirsiniz. Sürekli pazartesi günü diyete başlayıp hafta sonuna gelmeden bozan, kilo vermek için uğraşırken, sürekli bir şeyler yeme isteği ile diyetti kilo alarak kapatan kişilerin, kilo verememesinin sebebinin yalnızlık, stres, öfke kaynaklı duygusal açlık olduğunu kaydeden uzmanlar, “Mide açlığını değil, duygusal açlığınızı doyurun” uyarısında bulunuyorlar. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Beslenme Uzmanı Diyetisyen Gizem Köse, şişmanlığın bir sebebinin de daha çok kadınlarda görülen duygusal açlık olduğuna dikkat çekti. Bir çok kişinin kilo verememekten şikayet ettiğ

Hastalıkların olmadığı bir dünya düşünün

Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki hasta olmamızın en büyük sebebi bağışıklık sistemimizin zayıflaması. Probiyotikler ile bağışıklık sisteminizi koruyun, kendinizi koruyun… Kış geldi, havalar daha da soğuyacak. Hasta olmamak için sıkı giyinip kendinize çok dikkat ediyorsunuz ama yine de hastalıktan kurtulamıyorsunuz... Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki hasta olmamızın en büyük sebebi bağışıklık sistemimizin zayıflaması. Özellikle kış aylarında yeterli havalandırma yapılmadığı için kapalı alanların tamamı sağlığımızı tehdit ediyor. Toplu taşıma araçları, iş yerleri, kafeler, sinemalar hatta evler bile… Hastalık yapıcı mikroorganizmalar, bu yerlerde insanlar arasında sürekli hareket ediyor. Kendimizi korumanın bir yolu var: Probiyotikler! Probiyotikler,doğumla birlikte bağırsaklarımıza yerleşerek genel bağışıklık sistemimizi olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Sağlığımıza dost bu canlılar, zamanla kötü hava koşulları, çevre kirliliği, dengesiz beslenme gibi sebepler

Kış Geceleri İçin Sağlıklı Abur Cuburlar

Uzun kış gecelerinin ve kış depresyonunun abur cubur tüketimini artırıyor.   Medical Park Fatih Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can: "Doğru abur cuburları seçerseniz hem sağlığınızı hem kilonuzu koruyabilirsiniz. Örneğin; cips ve hazır pastane ürünleri yerine yağsız patlamış mısır veya kestane, gazlı içecekler yerine sahlep ve boza, çikolata ya da şekerlemeler yerine dondurma tercih edebilirsiniz." Medical Park Fatih Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can uzun kış gecelerinde artan abur cubur tüketimi konusunda uyardı: • Havaların soğumasıyla birlikte metabolizmamız kendini koruma altına almak için enerji harcamak istemez ve yağ dokusunu korumayı tercih eder. Bu nedenle sürekli yeme hissi, özelliklede basit karbonhidrat içeren tatlı, şekerli, hamur işi gıdalara yönelim artar. Gecelerin uzaması, hareketin azalması, evde geçirilen zamanın artması da eklenince abur cubur tüketimi iyice artar ve kış aylarında belirgin kilo artışı gözlenir. Genellikle kış ay

Ameliyatsız Zayıflamada Kişiye Özel Yöntemler

Birçoğumuz fazla kilolarımızdan şikayetçiyiz. Sağlığımız tehlikede, hayatımızı yaşayamıyoruz. Kıyafetlerimize sığamıyor, beğendiklerimizi giyemiyor, başarısız diyet hikayelerinin kahramanları oluyoruz. Şehir hayatı, stres, kapalı çalışma ortamları bizi abur cuburlara sürüklüyor, en büyük egzersizimiz ofiste kahve makinesine yaptığımız yürüyüş oluyor.  İç hastalıkları uzmanı Dr. Bora Öztürk, diyet, egzersiz, yaşam tarzında değişiklik gibi yöntemlerle ideal kilosuna ve sağlığına kavuşamayanlar için yeni bir umut ışığını, Biyoenterik İntragastrik Balon uygulamasını anlatıyor. Kilo vermek adına uygulanan diyet listeleri, egzersiz ya da yaşam tarzı değişiklikleri her hastada aynı derecede başarılı olmayabiliyor. Bu yöntemlerle bazı hastalar kolaylıkla kilo verebilirken, büyük kısmında sonuçlar istendiği gibi olmuyor. Çoğunlukla da diyet bırakıldığında verilen kiloların daha fazlası geri alınıyor. Yani fazla kilo ve obezite tedavisinde her yöntem her hasta için işe yaramayabiliyor. Kişiye öz

Kilo Takıntısı da Fazla Kilolar Kadar Sağlığı Tehdit Ediyor

Kilo takıntısının da fazla kilolar kadar sağlıksız olduğu konusunda yapılan uyarılarda  “Önemli olan zayıf olmak değil, ‘sağlıklı’ vücut ağırlığını koruyabilmek” dendi. Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri, “İyi Yaşa” Programı’yla yaşam kalitesini yükselten tavsiyeler sunmaya devam ediyor. İyi Yaşa programı kapsamında sağlıklı beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber kilo takıntısının da fazla kilolar kadar sağlıksız olduğu konusunda uyarılarda bulunarak “Önemli olan zayıf olmak değil, ‘sağlıklı’ vücut ağırlığını koruyabilmek” dedi. Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri, sosyal medya ve www.sodexoavantaj.com üzerinden sürdürdüğü İyi Yaşa programıyla yararlı ve kolay uygulanabilecek tavsiyelerle, yaşamın her anına değer ve kalite katmaya devam ediyor. İyi Yaşa programı kapsamında sağlıklı beslenme önerileri hazırlayan Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber kilo takıntısını ele alarak zayıf olma isteminin gidebileceği tehlikeli boyutlara karşı uyarılarda

Gerçekten Aç mısınız?

Açlık beyninizde mi, kalbinizde mi, midenizde mi? Ya da şöyle soralım; gerçekten aç mısınız? Duygularımız, hayatımızı yönetirken hep ön planda olmuştur. Aynı durum yemek seçimlerimize de yansımaktadır. Aç olduğumuzu en basit şekilde karnımız guruldamaya başladığında anlarız ancak duygusal açlık, fiziksel açlıktan oldukça farklı olmasına rağmen ikisini birbirinden ayırt etmek oldukça zor olabilmektedir. Duygular, beslenmemizi etkileyen önemli faktörlerden biridir. "Yapılan araştırmalar, normalin üzerinde yemek yeme sebebimizin yüzde 75 oranında duygusal duruma bağlı olduğunu gösteriyor" diyor Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak. Beynimiz, sinirler arasında iletişimi ‘nörotransmitter’ adı verilen kimyasallar ile sağlar. Ruh halimizi direk etkileyen nörotransmitter’ler; serotonin, noradrenalin ve dopamin’dir. Serotonin; rahatlamayı ve sakinleşmeyi sağlamakla birlikte iştah ve uykunun düzenlenmesinde rol oynar. Serotonin stres ve gerilim hissini azaltır. Dopamin ve Noradrenalin; ener