Ana içeriğe atla

Günde kaç dilim ekmek yenmeli?


Ölçülü olarak yendiğinde ekmek ve makarna şişmanlatmaz. Ancak ekmeğin türü ve makarnayı pişirme şekli önemli…

Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, ekmek, makarna, kırmızı et, meyve ve abur cuburun diyetimizi nasıl etkileyeceğini açıklıyor.

Ekmek kilo aldırır mı?
Evet, kilo aldırır. Bir insanı herhangi bir yiyeceğin şişmanlatmaması için kalorisi olmaması gerekir, ancak ekmeğin kalorisi vardır. Günde 20 dilim ekmek yiyorsanız, bir dilim ekmek ortalama 50 kalori ise 1000 kalori alıyorsunuz demektir. 

Seçtiğiniz ekmeğin karşılığında vücudunuzun harcadığı enerjinin nerede durduğu önemlidir. 6 dilim ekmek yiyorsanız, ona karşılık gelen enerjiyi harcıyorsanız, diğer yediklerinizde de denge varsa kilo almazsınız. Ekmek, yapısı gereği un, su ve tuzdan oluşur. Şimdi cevizli, çok tahıllı, çavdarlı ekmekler de var. Değişen şey, sadece içine konulan tatlandırıcılar, ama özü yine aynıdır. Yediğimiz ekmekten aldığımız enerjinin yerine ne koyduğumuzu idrak etmek gerekir. 

Günde kaç dilim ekmek yenmeli?
Bu kişiden kişiye değişir. Tüketeceğiniz ekmek miktarı, karbonhidrattan gelen enerji miktarının vücutta ne kadar olduğuyla paraleldir. Sağlıklı beslenmeye çalışan bir yapıdaysanız, besininizin yüzde 50-60’ını karbonhidrattan sağlamalısınız. Ama bunu sağlarken meyvede, yoğurtta, sebzede, çok az miktarda da olsa ette, makarna, bulgur ve pilavda da karbonhidrat olduğunu unutmamak lazım. 

Karbonhidrat belirleyicisi sadece ekmek değildir. Diğerlerini gün içinde tüketiyorsanız, ekmeğin gün içinde üç dilime düşmesi gerekir. Hiç makarna tüketmiyorsanız, bunu 6-7 dilime çıkarabilirsiniz. Bireysel özelliklere göre diyet hazırlamak çok önemlidir. 

Makarna şişmanlatır mı? 
Makarna, aldığımız enerjinin yükselmesini sağlayan unsurlar içerir. Un, tuz, su ve yumurtadan yapılan makarnanın şişmanlatması için onu nasıl hazırladığınıza dikkat etmelisiniz. 

Makarnayı haşladığınız suyu döküyor, sosunu hazırlarken tam yağlı bir kıymayı tereyağı ile kavuruyorsanız, üstüne de tam yağlı yoğurt döküp bir tabak yerine dört tabak yiyorsanız makarna şişmanlatır. 

Diyetteyken makarna nasıl pişirilmeli? 
Makarnayı haşladığınız suyu tamamen çekecek ve hiç dökmeyecek şekilde ayarlarsanız, çok güzel bir sebze sosu hazırlarsanız ve az yağlı bir yoğurdu sarımsakla yaparsanız ve sadece bir tabak yerseniz, bu makarna şişmanlatmaz. Bu iki makarna arasında farkı anlayıp ne yediğinizi çok iyi bilmeniz gerekir. 

Gün içinde istediğimiz kadar meyve tüketebilir miyiz?
Meyve, şekerin şekil değiştirmiş, içinde mineral ve vitamin bulunan halidir. Çay şekerini iki molekül olarak alıp içine biraz vitamin ve mineral kattığınızda, kiraz, çilek, karpuz, kavun ya da kiviyi elde edersiniz. Buradaki en önemli faktör, meyvenin ne kadar ne nasıl yeneceğinin bilinmesidir. 

Günde kaç porsiyon meyve kilo aldırmaz? 
Meyveyi, günde dört porsiyonu geçmeyecek şekilde, yemekten iki saat sonra yemelisiniz. Diyabet gibi bir rahatsızlığınız varsa, mutlaka yoğurtla ya da sütle tüketmelisiniz meyveyi. 

Meyvenin zararsız olarak görülüp çok fazla tüketilmesi kilo aldırır. Şeker oranı azaldıkça meyvenin masumiyeti artıyor. Örneğin erik ve vişneyi diyetlerde sınırsız verebiliyoruz. Muz, kavun, incir, üzüm ve duttan uzak duruyoruz. Çünkü bunlar glisemik indeksi yüksek olan meyveler. Tatlı yerine meyve tüketebiliriz, ama ne kadar tükettiğimiz ve ne kadar ihtiyacımız olduğunu bilerek tüketmeliyiz. Örneğin, bir kase muhallebi yerine bir kilo elma yiyorsak bu sakıncalıdır. 

Ara öğün ile abur cubur arasındaki fark nedir?
Abur cubur, yenildiğinde vücudumuza faydası olmayan ve kalori değeri yüksek şeylere verilen addır. Ara öğün ise ana öğünümüze destek olan, ana öğüne tok başlamamıza neden olan ve daha az yememizi sağlayan, genel açlığımızı azaltan şeylerdir. İçinde şeker olan yiyecekler, gazlı içecekler, tatlı, çikolata, kek, pasta gibi beyaz undan yapılmış gıdalar genellikle ülkemizde tercih edile abur cuburlardır. Bunların yerine ara öğünlerde kepekli tost, bir avuç badem, bir kase yoğurt gibi sağlıklı atıştırmalıklar yemek gerekir. 

Kilo vermek için kırmızı eti tamamen bırakmalı mıyız?
Kırmızı eti bırakmak demek, demir ve B12 eksikliğine bağlı olarak oluşan anemiye ve bunun yanı sıra alzheimera yol açmak demektir. Diyetten kırmızı eti çıkarmak, onun yerine geçecek hem besin değeri açısından hem de kalori açısından daha düşük bir ürünü kullanmak demektir. Kırmızı eti haftanın iki günü mutlaka tüketmelisiniz. 

Kaynak: pudra. com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.