Ana içeriğe atla

Mideye Balon Yerleştirerek Zayıflatma


Her yaşta tehlikeli olabilen şişmanlık, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon, şeker, damar sertliği, romatizma, beyin kanaması, safra kesesi taşı, çocuk sahibi olamama gibi problemlere sebep olabiliyor. 



İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği'nden Opr. Dr. Yasin Peker, kilo vermek için birçok yöntem bulunduğunu belieterek, mideye balon yerleştirilmesinin de bunlardan birisi olduğunu kaydetti.



Mide balonu ve etkisi

Mideye yerleştirilen balon, mide içine yerleştirilen, keskin kenarları olmayan, mide içinde hareket edebilen ve silikondan yapılmış içi sıvı dolu küre. Peker, "balon yer kaplayarak kişinin daha az gıdayla doymasını ve midenin daha geç boşalmasını sağlar. Bu sayede kişinin enerji alımı kısıtlanmakta ve kilo vermesi sağlanmaktadır" dedi. Balonun, şişmanlık tedavisinde uygulanan cerrahi ve farmakolojik yöntemlerden farklı olduğunu ifade eden Peker, bunun hastaya acı vermeyen, kolaylıkla kabul edilebilen, geri dönüşümlü, tekrarlanabilen bir yöntem olduğunu anlattı.


Kimlere uygulanabilir

Peker, 18-60 yaş arasında ve vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olanlara, şişmanlığın neden olduğu hastalığı bulunanlara, daha önce diğer yöntemleri denemiş fakat hedefine ulaşamamış olanlara bu yöntemin uygulanabileceğini kaydetti. Peker, "Boğazdan mideye kadar ilerletilen balon, sıvıyla şişiriliyor ve küre şeklini aldıktan sonra mideye bırakılıyor. Bu yöntem, anestezi gerektirmemesi, kısa sürede uygulanabilmesi, normal yaşama çok kısa sürede dönebilmek gibi avantajlara sahip. Ayrıca, balonun mide içindeki varlığı hasta tarafından her an hissedilebiliyor ve hastanın günlük yaşamını birebir etkiliyor. Balonun kaldığı süre içinde ne kadar kilo kaybı olacağı kişiye göre değişmektedir. Ortalama kilo kaybı altı aylık dönem içinde 15-30 kilogram arasında gerçekleşiyor" diye vurguladı.



Altı ayda 15-30 kilo

Peker balon yönteminin, deneyimli hekim tarafından uygulanması gerektiğini ve bu işlem sonrasında, hasta ile hekim arasında iyi bir işbirliği olması, kontrollerin aksatılmaması gerektiğini belirtti. Kişinin daha az gıdayla doymasını ve midenin daha geç boşalmasını sağlayan mide balonunun, 4-6 ay midede kalabileceğini ifade eden Peker, daha uzun süre kalması gerektiğinde değiştirildiğini kaydetti. Peker, beslenme alışkanlığındaki yanlışlıkların saptanması ve doğru beslenme alışkanlığının kazanılması için diyetisyen kontrolü ve davranış tedavisinin de mutlaka eklenmesi gerektiğini vurguladı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.