Ana içeriğe atla

Kiloya göre su ihtiyacı


Ne kadar kiloluysanız o kadar çok su içmeniz gerekir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr.Yasemin Bradley kilo ile su ihtiyacının doğru orantılı olarak arttığını belirtiyor.



Tüketilen su miktarının, bedenimiz üzerinde hayati bir etkisi olduğunu açıklayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr.Yasemin Bradley kilo ile su ihtiyacının doğru orantılı olarak arttığını belirtiyor. Kilolu kişilerin özellikle doğal mineralli ve pH’ı yüksek olan suları tercih etmeleri gerektiğini de sözlerine ekleyen Dr. Bradley konu ile ilgili şunları söylüyor: “Bir kişinin günde nekadar su içmesi gerektiğini şu 3 faktöre göre belirleyebiliriz: Kilo, fiziksel aktivite ve iklim. Bedenimiz öyle bir sistemde çalışır ki alınan kilolarla beraber su ihtiyacında da gözle görülür bir artış olur. Mesela kilolu insanlar normal kilolu insanlara göre daha çok terler. Kilo arttıkça su gereksinimi de artar.”



Ne kadar kiloluysanız o kadar çok su içmeniz gerekir



Bradley, “Ne kadar kiloluysanız o kadar çok su içmeniz gerekir. Tüketilen besinler beden sağlığınızda ne kadar etkili ise tükettiğiniz su da o derece etkilidir. Protein açısından zengin beslenenlerde ürik asit miktarı artar. Ürük asitin fazlası vücuda zararlıdır. Doğal mineralli ve pH’ı yüksek olan su içmek bu zararlı maddelerin vücudumuzdan atılmasını sağlar. Eğer yeteri kadar karbonhidrat almıyorsanız vücudunuz yağ hücrelerini parçalar ve keton denen toksik maddeler oluşturur. Bu maddeleri vücuttan uzaklaştırmanın da tek yolu su içmektir" diyor.



Suyun kalitesi de önemli



Tüketilen su miktarı kadar tüketilen suyun kalitesi ve özellikleride önemlidir. Bradley içilen sular arasında en etkili ve sağlıklı olan suyun doğal mineralli sular olduğunu belirtiyor. "Bu sular mineral içeriği, kalıntı elementleri ve diğer bileşenleri ile tanımlanan ve her türlü kirlenme riskine karşı korunmuş yeraltı sularıdır. Doğal mineralli ve yüksek pH'lı sular sadece su ihyicamızı karşılamakla kalmaz, kaybettiğimiz mineralleride yerine koymamızı sağlar. Aynı zamanda bu sular, içerdikleri minerallerin bağırsaklarda kolayca emilmesini sağlayarak özellikle kilolu insanların kaybettiği günlük mineral gereksiniminin karşılanmasına da katkıda bulunur. Mineral yönünden zengin sular sağlığımız için değerli sulardır. Fakat her su aynı özelliği taşımayabilir. Unutulmamalıdır ki her su doğal mineralli su değildir. Mineralli su alırken özellikle şişenin üzerindeki etikete dikkat edilmelidir.“ diyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.