Ana içeriğe atla

MESUT YAR ZAYIFLAMA DİYETİ

Mesut Yar Zayıflama Diyeti

Mesut Yar Diyeti
Posta yazarı Mesut Yar, 8 ayda nasıl 40 kilo verdiğini anlatıyor…

Yaşım 40 ı geçeli biraz oldu ama hayatımın bu dönemine kadarki tüm fotoğraflarım sürekli sırıtan ‘şişman bir adamdan’ öteye gidemedi…

Doğuştan gürbüzdüm.

Kendimi bildim bileli ‘Tosun’ olarak çağırılan ve bununla birlikte şişman insanlara yakıştırılan tüm sıfatların mağduriyetini yaşamış bir çocuktum.

Masadan kalkmadan önce bir öğütücü olarak hatırlıyorum kendimi.

Tabaklarda artan her şeyi tüketirdim.

Salçalı yağa ekmek banarak geçiştirilen ara öğünlerin dışında meyve/sebzeye hiç itibar etmeyen bir et ve un tüketeniydim…


Ekmek arası lahmacun!

Sofrada arkamdan kovalayan birileri varmış gibi öğünleri hızla ve çiğnemeden yutardım.

Yemeğin üstüne uyku en lezzetli anlarıydı hayatımın…

Beslenme saatlerinde yağlı ve peynirli bir yarım ekmek götürürdüm ilkokul yıllarında.

Lisede iş, ekmeğin içine lahmacun koymaya kadar geldi…

30’lu yaşlara kadar balık tüketmedim.

Sebze ve meyveye gereken ilgiyi hiç göstermedim.

Üstüne üstlük 20’li yaşlardan itibaren almaya başladığım alkol yıllar içinde vücudumda kalıcı bir yağ katmanı oluşmasına yol açtı.

Hareketsiz bir yaşam, televizyon karşısında uyuma alışkanlığı ve yatmadan önce atıştırılan her lokma beni içinden çıkılmaz bir kuyuya attı.

Henüz 20’li yaşların sonunda kalp uzmanına gitmek zorunda kaldım. ’58 kilo verdim, hastanelik oldum’

143 kiloydum ve doktorum hızla kilo vermem gerektiğini söylüyordu.

Önce metabolizma hızlandırıcı ilaç desteğiyle diyete başladım. Ama diyetim giderek sağlıksızlaştı.

Öğünlerimi bir avuç leblebi, bir bardak şalgam suyu ya da diyet içeceklerle midemi şişirerek geçiştirdiğim için giderek sağlıksız bir görüntüm olmaya başladı.

Üzerine bir ayda 13 kilo verdiğim askerlik macerasını da ekleyince ortaya 85 kiloya inmiş ama her an ölecekmiş gibi duran bir adam çıktı.

Öyle de oldu zaten. Bir gün evde istirahat halindeyken nabzım dakikada 30 atımlık bir hıza düşünce soluğu bir hastanenin acil servisinde aldım.

İki günlük gözlem altında tutulma sürem gerçeklerle yüzleşmeme neden oldu. Hızlı ve kontrolsüz bir kilo verme maratonundan yenilgiyle çıkmıştım. Aldığım ilaçlar metabolizmamı bozmuştu.


Zeytinyağı mı içiyorsun?

Peki nasıl kurtulacaktım?

Tedavim netti.

Makul bir beslenme ve egzersiz programıyla kilo verecektim.

Bir süre öyle oldu. 95 kilo civarında 1.83 uzunluğunda bir adam olarak 1 yılımı geçirdim.

Ama ah şu alışkanlıklar.

Hızlı yeme, lezzet düşkünlüğü, uzun akşam yemekleriyle dolu bir sosyal hayat derken hızla kilo almaya başladım.

40’lı yaşların başına geldiğimde durum eskisinden çok daha kötüydü.

Beş ya da altı kez zayıflamaya çalışmış ama her birinde verdiği kilolardan çok daha fazlasıyla tanışmış mağlup bir adamdım.

Üstelik gastrit, karaciğer yağlanması sorunum da vardı artık. Kolesterolüm sınırın beş misli üstündeydi.

Şeker sinyal veriyordu ve böbrekler bu tarz bir hayatı en fazla birkaç ay daha sürdürebileceğimi söylüyordu.

En korkunç sonuç ise trigliserid denilen yağ değerinde çıkmıştı.

Normal seviyesi 150 puan olması gereken trigliserid düzeyim 2 bin 570 puan çıkmıştı.

Doktorun bu değeri görünce ettiği o lafı asla unutamam; “Su yerine zeytinyağı mı içiyorsun?”


Altta olmaktan kurtuldum

Yağı ve şekeri kestim

En çok tükettiklerimin bir listesini çıkarıp, en az tükettiklerimin de notlarını tuttum.

Sağlıklı diye zeytinyağına abanmış, lezzetli diye yemeklere olması gerekenden fazla yağ katmıştım.

Ben de dışarıdan yağ alımını tamamen kestim.

Sadece haftada 2 kapsül Omega 3 alıyordum.

Sık tükettiğim şekerin yerine yeni nesil tatlandırıcılardan birini koydum.

Haftada bir tükettiğim sakızlı muhallebi dışında hiçbir tatlı ve tatlı meyveye itibar etmedim.

Tuzu azalttım, eksikliğini baharatla kapattım. Hiç vazgeçemediğim pastane ürünleri ve ekmekle vedalaştım.

Peki ekmeğin doyuruculuğunu nasıl edinecektim? Müthiş ipucu geliyor: Simitle bunu başardım. O konuya sonra geleceğiz.


ÖRNEK MÖNÜ

1. GÜN

KAHVALTI: Yağsız beyaz peynirden kepek ekmeğine tost, İki orta boy söğüş domates, Çay ya da kahve (şekersiz),

ARA: Orta şekerli Türk Kahvesi.

ÖĞLE YEMEĞİ: İki domates, bir salatalık ve üç Samandağ biberiyle yapılmış yağsız salata, 2 kase lahana çorbası (tarif için tıklayın), 1 dilim kızarmış kepekli ekmek.

ARA: Bir küçük boy yağsız yoğurt, Bir avuç kuruyemiş.

AKŞAM: Bol yeşillik ve iki Samandağ biberiyle yağsız salata, 1 tabak az yağlı sebze yemeği, 1 dilim haşlanıp sonra ızgara edilmiş Hellim peyniri. 1 bardak meyve suyu (ekşi meyvelerden)

ARA: Orta Türk kahvesi ya da yarım avuç sarı leblebi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.