Ana içeriğe atla

A dan Z ye Karatay Diyeti

A dan Z ye Karatay Diyeti

Karatay Diyetini Diğer Diyetlerden Farkı Nedir?

"Bütün tercüme diyetler, hangi ülkede hazırlanmışsa doğal olarak o ülkenin halkı için düzenlenmiştir. O ülkede yaşayan insanların imkân ve alışkanlıklarına yönelik yöresel bilgiler ışığında ortaya çıkmıştır."

Önemli olan, yiyeceklerimizi kendi mutfağımızda, yerel pazarlarımızda kolaylıkla erişebilinen ürünlerimizle hazırlayabilmemizdir. Karatay Diyeti de alışmış olduğumuz damak tadımıza göre, rahatlıkla ulaşabileceğimiz besinleri tüketebileceğimiz, sürekli bir şekilde kolaylıkla uygulayabileceğimiz öneriler içermektedir. İşte bu sebeple Türk halkı için en uygun beslenme biçimi olduğuna inanıyorum. Örneğin ülkemizin doğusunda hazırlanan bir Elazığ veya Van kahvaltısı ile Ege Bölgesi’nde ya da Rize’de hazırlanan sabah kahvaltıları arasında bile muazzam farklılıklar bulunmaktadır. Aynı ülke içinde dahi alışkanlıklar ve elde edilebilen ürünler değişik olmaktadır!

Komşu ülkelerin, bizim ülkemizde yetişen sebze ve meyvelerle yapılan, damak tadımıza uygun sağlıklı yemek tarifleri denenebilir ama diyet listesi çok farklı bir konudur! Yabancı ülkelerin alışkanlık ve beslenme biçimlerini örnek alan, o ülkelerde hazırlanmış liste ve kılavuzlara göre, bizim halkımızın önüne sağlık gerekçesiyle yasaklar getirmek, bana göre doğal değildir. Biraz zorlama olmaktadır ve bilimselliğe aykırıdır. Bu nedenlerle de başarı oranları düşük olmaktadır. Çünkü bir diyet başarılı olmuş olsaydı bu kadar çok diyet ortaya çıkmazdı. Bu diyetlere Yo-Yo diyet deniyor. Aç kalan herkes bir miktar kilo verir. Kalori hesabı yapınca ilk başta her şey düzene girmiş gibi görünür. Ama uygulamalar ve sonuçlarından sonra kalori hesabının da tehlikeli olduğu bilimsel olarak gösterildi. Artık kalori hesabı yapılmıyor. Aç kalarak veya düşük kalorili bir diyeti uyguladığınızda kilo veriliyor fakat beyinde ‘vücut kıtlık içinde’ algılaması oluşuyor ve beyin metabolizmayı yavaşlatıyor. Bir miktar kilo verilse bile normal yemek alışkanlıklarına geçer geçmez, beyinden hemen ‘vücut tekrar kıtlığa girebilir’ diye depolama mesajı geliyor. Ayrıca, insanlarımız da doğal olarak ‘hep aç mı dolaşacağım’ diye bıkıyorlar. Ancak bu mesaj da beyinden geliyor. Yani beyinden ‘yiyin depolayın, vücudunuz bir sonraki kıtlık için hazır olsun’ diye uyarı geliyor. İşte yemeklere saldırıp, sürekli yemek yeme duygusu da böyle gelişiyor. Çünkü beyin, tüm vücudu idare ediyor. Beyinden mesajları gönderen ise ‘leptin hormonu’dur. Bütün açlık veya tokluk duygularımızı leptin hormonu yönetir. Orkestra şefi gibi bütün vücut hormonlarını idare eder.

Karatay Diyeti’nin amacı, sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini yerleştirmektir. Alışkanlıklarımızı sağlıklı yönde değiştirmektir. Alışkanlıklar kolay kolay değişmediği için bu diyette birdenbire kilo verilmez. Çünkü maalesef yıllarca vücutta birikmiş yağlar, kızgın tavadaymış gibi erimez. Metabolizmanın terse dönmesi gerekiyor. Karatay Diyeti ile önce vücudun kilo alması yani yağların birikmesi önleniyor. Daha sonra bir durağanlık devresi oluyor. Ondan sonra da birikmiş olan yağlar yıkılarak kalıcı olarak kilo veriliyor. Bu diyeti uygulamaya başladıktan sonra yediklerimiz bizi acıktırmıyorsa işte bu iyileşmenin ilk belirtisidir. İlk haftalardan itibaren bu iyileşme başladı ise doğru yoldayız demektir.

İlk hafta hemen herkes farkı hissediyor. Daha sonra ortalama altı aya kadar sonuç alınabiliyor. Ancak önemli hastalığı olanlarda iki seneye kadar süren takipler de var. Bu sebeple sabretmek gerekiyor. Gençlerde çok hızlı sonuç alınabildiği gibi 60 yaş üstü menopozdaki hanımlarda daha yavaş yol alınıyor. Günde 5 km yol yürüyen çok hızlı hedefe ulaşabildiği gibi, günde 20 dakika yürüyen daha yavaş ilerliyor.

Karatay Diyeti’ni uygularken yediğiniz her şey doğal ve mevsimsel olacak. Katkı maddesi içeren ve işlenmiş hiçbir şey yenmeyecek. Yemek yenilen zamanlara dikkat edilecek. En önemli nokta, akşam sekizden sonra hiçbir şey yememek, bol su içmek ve hareket etmek… Hareket çok önemli, bunun için herkesin bahane ortaya koymadan vakit ayırması gerekiyor. Büyük iş adamlarımız, banka veya şirket müdürleri ya da memurlarımız bana geldiğinde öğle tatilinde dışarı çıkıp 15-20 dakika yürümelerini öneriyorum. Başlangıçta bu bile yeterli. Yatmadan önce yaşadığınız binanın etrafında birkaç tur atabilirsiniz. Veya çocuğunuz varsa, hiç evden çıkamıyorsanız, eşinizi alın müziği açın ve bir saat dans edin… Kolbastı mı yaparsınız, vals mi yaparsınız, rock’n roll mu yaparsınız tercih sizin!

Karatay Diyeti Menü İpuçları

"Prof. Dr. Canan Karatay, yapay tatlandırıcılara da dikkat çekiyor. Karatay, “Tatlandırıcı kullananlar zehirleniyor. Kullanılan tatlandırıcılar, sofra şekerinden 600 kat daha tatlı” uyarısında bulunuyor."

Karatay Menü İpuçları

SABAH kahvaltısında ‘ceviz’i, öğle yemeklerinde etli ya da zeytinyağlı sebze yemeklerini öneren Prof. Dr. Canan Karatay, akşam yemeklerinde de öğle yemeğine benzer gıdalar tüketilmesini tavsiye ediyor. Ancak, akşamları 20.00’den sonra yemek yenmemesi konusunda uyarıyor.

Yapay Tatlandırıcılar Zehirliyor

Aspartam ve sakarin içermez diye pazarlanan, sükraloz bazlı tatlandırıcılar, sofra şekerinden 600 kat daha tatlıdır. 200 gram kadar tatlandırıcı, 96 kalori ve 32 gram şeker içermektedir. Bunlar obezlere, diyabetli hastalara ve kilo vermek isteyenlere öneriliyor. Oysa hastalar zararlı birçok kimyasal maddeyi tükettiklerinin farkında bile değiller. Bu hastalar, yapay tatlandırıcılarla zehirlendiklerinin farkına varmalılar. Kilo problemi olmayanlar ya da ensülin direncini kırmayı başarmış olanlar, eğer çok istiyorlarsa Konya yöresine ait olan etli ekmek (kaşar peynirsiz olarak) ya da lahmacun gibi yiyecekleri rahatlıkla tüketebilirler. Etli ekmek ve lahmacunun ekmeği mayasız ve son derece incedir. Ayrıca bol soğan, limon, maydanoz ve ayranla tüketildiği zaman gayet dengeli ve sağlıklı bir gıdadır.

Yemeklerden sonra yenilen Muz ; Yağ olarak depolanır

Meyve konusuna gelince… Mevsiminde doğal olarak (hormonsuz, kimyasal ilaçsız, GDO’suz) yetişmiş ve sağlıklı ortamda, kimyasal koruyucu maddeler sıkılmadan (mumlanıp parlatılmadan) saklanıp satışa sunulan tüm meyveler sağlıklıdır. Meyvelerin içerdiği şeker oranı, glisemik endeksini belirler. Bu nedenle meyvelerin tüketim miktarları, zamanları ve şekilleri onları vücudumuz için sağlıklı veya sağlıksız hale getirebilir. Örneğin gün boyunca başka tatlı ve şekerli bir yiyecek yememek koşuluyla sonbahar ve kış aylarında sabah kahvaltısında yenecek bir adet yerli muz, glisemik endeksi yüksek olmasına rağmen verdiği enerji gün içinde yakılabileceği için sağlıklıdır. Ancak aynı muz, akşam yemeğinden sonra tok karnına yenirse ve ardından yatılırsa, gece enerjisi fazla gelip yağ olarak depolanacağı için sağlıksızdır.


Zeytin en doğal meyva bol bol yenmeli !

Ülkemizde birçok kişi diyabetli olduğunu bilmeden yaz aylarında her gün yarım karpuz, 2 incir, 1 salkım üzüm ve benzerini aynı anda yemekte… Peki günde 5 öğün meyve önerisi nereden çıktı o zaman? Bu diyet önerileri şimdi tarih oldu. Ancak özellikle akşam yemeğinden sonra kiloyla meyve yeme alışkanlığı hâlâ sürüyor. Yaz aylarında öğle yemeği yerine küçük bir kâse çilek, doğal yoğurt ya da avuç içi kadar beyaz peynirle yenirse, vücut için sağlıklı olabilir. Ancak etli, sebzeli bir yemeğin üzerine koca bir dilim karpuz veya bir kâse çilek yendiğinde sağlıksız oluyor. Çünkü bu durumda vücut aldığı fazla enerjiyi direkt depo yağlarına dönüştürüyor. Domates, biber, salatalık, zeytin gibi yiyecekler, doğal meyve ihtiyacımızı karşılamaktadır. Özellikle zeytin, bol bol tüketilebilir.



Karatay Diyeti’ne başlamayı düşünüyorsanız


Eğer Karatay Diyeti’ne başlamayı düşünüyorsanız;

1) Kitabını mutlaka okuyun. Mantığını anlıyorsunuz ve kafa olarak hazırlanıyorsunuz.

2) Ekmek-şeker olayı ile ilgili inanamama durumu için ise, 3 gün diyeti tam uygulayın ve bunu bir daha düşünün.

3) Bildiğiniz bir hastalığınız varsa önce doktora danışın. Kendisi de öyle söylüyor zaten. Hatta gıda entoleransı testini de bu diyeti yapıp kilo veremeyenlere öneriyor.

Ancak ben şeker hastaları için şunu söyleyebilirim.

Şeker hastası olan annem, gayet rahat uygulayabiliyor.

Ara öğün yok diye (ki ara öğün yasak değil, ihtiyaç halinde ara öğün var) şeker hastaları için endişelenmeye gerek yok.

Şeker ani yükselmediği için ani de düşmüyor.

Gayet rahat uygulanabiliyor. Ancak siz içiniz nasıl rahat edecekse öyle hareket edin.

İstediğim kiloya geldiğim zaman, hayatımdan çıkarttığım yukarıdaki listeden elbette yiyeceğim. Ama ölçülü ve her zaman değil.

Bu diyet kalorinin değil, şekerin, yani glisemik indeksin peşinde.

Karatay Diyetinde neler var

Karatay diyetine göre bir haftalık örnek mönüde bulunabilecek gıdalar ve yemek saatleri şöyle planlanabilir:

PAZARTESİ
Kahvaltı (08.00-09.00)
İki adet yumurta (Suda haşlanarak rafadan ya da kayısı kıvamında hazırlanmış. Tereyağında peynirli omlet de yapılabilir.)8-10 adet tuzu alınmış yeşil ya da siyah zeytinBir avuç içi kadar beyaz peynir,4-5 adet gün kurusu kayısıŞekersiz bitki çayı, su ya da meyve çayıBir (ince belli) çay bardağı ceviz (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Cevizler mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Öğle yemeği (13.00-14.00)
Bir avuç içi kadar dana söğüş, bol salata ve zeytinyağlı fasulyeSalata olarak dilimlenmiş ya da rendelenmiş turp ve havuç veya mevsim salatası, doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ile hazırlanmalıdır.Bir su bardağı tuzsuz ayranArzu edildiği kadar şekersiz bitki çayı ya da su

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Yarım su bardağı kadar ceviz Şekersiz olarak sevdiğiniz herhangi bir çay ya da taze limonlu su

Akşam yemeği (18.00-19.00)
Balık, yeşil soğan, roka ve turp (Salata bol miktarda hazırlanıp, içine, doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ile birlikte tane keten tohumu ilave edilerek hazırlanmalıdır.)

SALI
Kahvaltı (08.00-09.00)
Kayısı kıvamında suda haşlanmış iki yumurta (Saf tereyağı ya da zeytinyağı ile omlet veya menemen de yapılabilir)8-10 adet tuzsuz zeytin Bir avuç içi kadar beyaz peynir2-3 adet çarliston yeşilbiber5-6 adet minik domatesŞekersiz çay ya da sütBir (ince belli) çay bardağı fındık (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fındık mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)
Yarım su bardağı kadar ceviz Bol su ya da yeşil çay

Öğle yemeği (13.00-14.00)
Bir tabak zeytinyağlı barbunya ya da etli sebze yemeğiLahana ya da karnabahar salatası (Çiğ ya da buğulanmış olabilir)Bir su bardağı ayran ya da bir kase yoğurt

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Bir orta boy elma ya da mevsim meyvesiBir kase yoğurt (Mümkünse evde mayalanmış veya geleneksel usulle üretilmiş. Kesinlikle diyet olmayacak)Şekersiz çay ya da bir fincan Türk kahvesiNescafe olarak bilinen granül kahveler işlenmiş gıda oldukları için yasak

Akşam yemeği (18.00-19.00)
Balık ızgara (Fırında veya buğulama usulü de pişirilebilir)Bir tabak pilakiRoka, yeşil soğan, maydanoz ve bir tatlı kaşığı keten tohumu (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir.)İki kibrit kutusu kadar tahin helvası

ÇARŞAMBA
Kahvaltı (08.00-09.00)
Kayısı kıvamında suda haşlanmış iki yumurta (Saf tereyağı ya da zeytinyağı ile omlet veya menemen de yapılabilir)Bir avuç içi kadar beyaz peynir2-3 adet tatlı kırmızıbiberYeşil çay ya da sevilen bitki çayıBir çay bardağı (ince belli) Antep fıstığı (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fıstıklar, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)
Tuzsuz yerfıstığı (Kavrulmamış ve mümkünse yeni kırılmış olmalı)Bol su ya da bitki çayı

Öğle yemeği (13.00-14.00)
Bir bardak zeytinyağlı taze yeşil fasulye3-4 adet ızgara köfte1 kase yoğurtTurp ve havuç rendelenerek hazırlanmış salata ve bir tatlı kaşığı keten tohumu (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir.)Bol su veya ayran

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Bir elma ya da armut1 kase yoğurt

Akşam yemeği (18.00-19.00)
3-4 kalem kuzu pirzola ya da avuç içiniz kadar bonfile ızgara. Zeytinyağlı enginar ya da bir tabak taze baklaMevsim salatası ve bir tatlı kaşığı keten tohumu

PERŞEMBE
Kahvaltı (08.00-09.00)
İki yumurta ile hafif ateşte tereyağı ile pişirilmiş peynirli omlet8-10 adet tuzsuz zeytin Bir avuç içi kadar beyaz peynir1-2 adet çarliston yeşilbiber ya da 1-2 adet salatalıkTaze maydanoz ve kırmızıbiberYeşil çay ya da sevilen bir bitki çayıBir (ince belli) çay bardağı ceviz içi (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Cevizler, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)
Bir avuç içi kadar tuzsuz yerfıstığı ya da badem içi (Mümkünse yeni kırılmış olmalıdır)Taze limon eklenmiş bol su ya da bitki çayı

Öğle yemeği (12.00- 13.00)
Bir avuç kadar dana bonfile ya da 3-4 kalem kuzu pirzolasıBir tabak zeytinyağlı pırasa 5-6 adet minik domatesBir kase yoğurt ve bir tatlı kaşığı keten tohumuBol su

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Bir ufak portakal veya mevsim meyvesiBir avuç içi kadar tuzsuz yerfıstığı ya da badem içi (Mümkünse yeni kırılmış olmalıdır)

Akşam yemeği (18.00-19.00)
Balık ızgara, kırmızı kuru soğan, dilimlenmiş turp ve rokaBuğulanmış Brüksel lahanası ve rendelenmiş havuç ya da lahana salatasıBir tabak piyaz ya da zeytinyağlı barbunya

CUMA
Kahvaltı (08.00-09.00)
İki yumurta ile hafif ateşte tereyağı ile pişirilmiş omlet8-10 adet tuzsuz zeytinBir avuç içi kadar peynir Taze maydanoz, tatlı kırmızıbiber ve 1-2 adet salatalıkŞekersiz yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayıBir (ince belli) çay bardağı Antep fıstığı (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fıstıklar, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)
Bir avuç içi kadar ceviz içi (Mümkünse yeni kırılmış)Bol taze limonlu su ya da bitki çayı

Öğle yemeği (12.00- 13.00)
Bir porsiyon şiş kebap (Yanında pide, pilav ve patates yenilmeyecek)Taze yeşilbiber, domates, turp, maydanoz, soğan ve sumakBir kase yoğurt ve bir tatlı kaşığı keten tohumuBol su ya da ayran

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Bir elma ve avuç tuzsuz yerfıstığı (Kavrulmamış ve mümkünse yeni kırılmış)Taze limon eklenmiş su ya da şekersiz çay

Akşam yemeği (18.00-19.00)
3-4 kalem kuzu pirzolasıMevsim salatası (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir)Zeytinyağlı enginar ya da yoğurtlu semizotu salatası

CUMARTESİ
Kahvaltı (08.00-09.00)
Pastırmalı yumurta8-10 adet tuzsuz zeytinBir avuç içi kadar peynir ve taze maydanoz ya da nane ile birlikte Şekersiz yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayıBir (ince belli) çay bardağı Antep fıstığı (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Fıstıklar, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)
Bir avuç içi kadar ceviz içi (Mümkünse yeni kırılmış)Taze limon eklenmiş bol su ya da şekersiz bitki çayı

Öğle yemeği (12.00- 13.00)
Bir porsiyon bonfile ızgaraTaze yeşilbiber ve domates ya da kuru soğanYoğurt, semizotu ve bir tatlı kaşığı keten tohumu yağıBol su veya ayran

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Bir ufak boy portakal veya elmaŞekersiz yeşil çay

Akşam yemeği (18.00-19.00)
Balık ızgaraDilimlenmiş beyaz turpBol roka, domates ve taze yeşil soğan ile hazırlanmış salata (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir)İki kibrit kutusu kadar tahin helvası

PAZAR
Kahvaltı (08.00-09.00)
Peynirli omlet ya da pastırmalı yumurtaBir avuç içi kadar beyaz peynir8-10 adet tuzsuz zeytinTatlı kırmızıbiber, domates ve salatalıkŞekersiz yeşil çay ya da sevilen bir bitki çayı Bir (ince belli) çay bardağı ceviz içi (Ekmek yerine beyaz peynirle birlikte yenebilir. Cevizler, tuzsuz ve mümkünse yeni kırılmış olmalıdır.)

Ara öğün (şart değil) (10.00)
Bir avuç içi kadar ceviz içi (Mümkünse yeni kırılmış)Taze limon eklenmiş bol su ya da şekersiz bitki çayı

Öğle yemeği (12.00-13.00)
Bir tabak kuru fasulye, bonfile veya biftek (bir avuç içi kadar) (Yanında pilav ve patates yenmeyecek)Bir adet kuru soğanÇoban salatası (Tüm salatalara doğal sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu ve sızma zeytinyağı ilave edilebilir)Bol su

Ara öğün (şart değil) (15.00)
Bir avuç tuzsuz yerfıstığı (Kavrulmuş ve mümkünse yeni kırılmış)Şekersiz çay

Akşam yemeği (18.00-19.00)
Balık ızgaraTaze yeşil soğan, bol roka ve domatesKözlenmiş taze kırmızıbiber

Dipnot : Her gün akşam saat 19.00-20.00′den sonra meyve dahil hiçbir şey yenilmemeli; bol su, taze limon eklenmiş olarak içilebilir ve mümkünse yatmadan önce 30-40 dakika kadar yürüyüş yapılmalı…

Karatay diyetinde ödül var mı ?

"Diyetisyen diyetlerinde ödül, pastadır, börektir."

Diyetisyene gidenleriniz bilir, işler iyi gitmiş kilo verilmişse diyetisyeniniz size ödül olarak ne istediğinizi sorar. Siz de pasta, çikolata, tatlı, börek gibi özlediğiniz bir yiyeceği istersiniz. Diyetisyeniniz bir hesap yapar ve size haftanın bir günü ekmek ve meyveden ne kadar azaltarak yerine istediğiniz yiyeceği yiyebileceğinizi söyler. Bu paradigmalarla bakıldığında önemli olan hangi besin grubundan kaç kalori aldığınızdır. Zaten sizin elinize başlangıçta bir dönüşüm listesi verilmiştir, kendiniz de hesaplayabilirsiniz.

Karatay Diyetinde ödül, sağlıktır…

Her ne kadar adında diyet sözcüğü geçse de aslında bir sağlıklı beslenme modeli olan Karatay Diyeti’nde ise yukarıda özetlediğim durumu değerlendirebilmek için bu paradigmalardan arınıp tamamen başka bir bakış açısıyla görebilmek gerek. Karatay Diyeti’nde sağlıklı, yararlı yiyecekler ve sağlıksız, zararlı yiyecekler var. Bunların neden zararlı veya yararlı olduğunu kitaplarda çok güzel anlatıyor Canan Karatay. Bu beslenme modelinde klasik diyet ölçüleri yok, sağlıklı yiyeceklerden doyana kadar yemenizin bir sakıncası yok.

Bir tercih yapmak durumundasınız, ya sağlıklı ve yararlı yiyeceklerle besleneceksiniz ya da sağlıksız ve zararlı yiyeceklerle. Diyetisyen diyetlerindeki “ödül” kavramı bu sistemde çok tuhaf geliyor kulağa. Zararlı bir yiyeceği hak etmek nasıl bir şeydir? Zararlı bir yiyecekle kendinizi nasıl “ödüllendirebilirsiniz”? Yoksa sigara içmek gibi, zararlı olduğunu bile bile anlık keyifler için mi zararlı besinleri tüketeceksiniz? Böyle yaparak kendinizi “ödüllendiriyor” musunuz yoksa “cezalandırıyor” musunuz?


Karatay diyeti neler yasak neler serbest

Karatay Diyeti, Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın en son yapılan araştırmaları esas alarak geliştirdiği sağlıklı beslenme sistemidir.
Tercüme diyetlerde olduğu gibi bir kibrit kutusu, bir kaşık gibi kavramlar yerine doyana kadar doğru besinler (glisemik indeksi düşük gıdalar) yeme esasına dayanıyor. Kalori hesabı yok… Uygulaması çok kolay. Ara öğünler yok. Tercihen iki öğün yiyorsunuz.

YASAKLAR

(Glisemik indeksi yüksek gıdalar) 

SERBESTLER

(Glisemik indeksi düşük gıdalar)
Her türlü tahıl unu ve bunlardan yapılmış gıdalar (Ekmeğin her çeşidi) - Kavrulmuş kuru yemişler Ceviz, kavrulmamış fındık, badem ve fıstık
Her türlü şeker, şekerli her türlü gıda, her türlü tatlandırıcı ve diyabetik ürünler Glisemik indeksi düşük kuru meyveler, örneğin günkurusu kayısı (3-5 ad), kuru erik vb
Pirinç, patates, pişmiş havuç Bulgur, pişmemiş havuç
Karpuz, kavun, üzüm, incir, muz Elma, armut, ayva, portakal, mandalina, şeftali, çilek, erik, kiraz vb (Günde 1 porsiyon)
Markette satılan tavuk, yumurta ve markette satılan fabrikasyon her türlü ürün ile sucuk,salam, sosis Serbest dolaşan tavuk, doğal her türlü ürün ve yumurta ile pastırma
Her türlü meşrubat (diyet – light ürünler dâhil), meyvalı yoğurt, Nescafe, her türlü alkollü içecekler Maden suyu, ayran, yoğurt, bol su (günde en az 2 litre), bitki çayı, Türk Kahvesi, filtre kahve
Ayçiçek yağı, mısırözü yağı, margarin Tereyağı, zeytinyağı, fındık yağı,
Öğütülmüş tahıllar Et, balık, sebze, salata, bakliyat,
Saat 19:00 - 20:00 den sonra bir şeyler yemek veya atıştırmak. 19:00 – 20:00 den sonra hiçbir şey yemeyip sadece sağlıklı içecekler tüketmek. (su, kahve, çay, bitki çayları, ayran, soda)
Sofradan aç kalmak, az ve sık aralıklarla yemek, ara öğünler Doyana kadar yemek ama öğünler arasında 4,5 – 5 saat geçirmek, tercihan 2 öğün yemek (2,5 veya 3 öğün de olabilir)
Hareketsizlik Günde en az yarım saat açık havada yürüyüş


Not: Herhangi bir öğünden sonra 5 saatten kısa sürede acıkıyorsanız ya yanlış (glisemik indeksi yüksek gıdalar) yemişsinizdir ya da çok az miktarda yiyip sofradan doymadan kalkmışsınızdır.


Karatay diyeti yemek seçimi ve pişirme sırları

"Karatay Diyetinin uyulması gereken kuralları var…Yemek seçimi, hazırlama ve pişirmede şunlara dikkat edilmeli:"

• Yemekler, unlu terbiye yapılarak hazırlanmaz.
• Düşük ısıda, uzun sürede pişirilmelidir. Ancak yağda soğan veya biber öldürme gibi yöntemler uygulanmamalı, malzemeler çiğden hep birlikte tencere veya tepsiye konup, ocakta ya da fırında pişirilmelidir. Özellikle güveç yaparken önce tencerede kavurma, sonra fırında pişirme gibi iki farklı pişirme şeklinin bir arada olmaması gerekiyor. Ya tencere (mümkünse basınçlı tencere) ya da fırın tercih edilmelidir.
• Pişirme süresi çok fazla uzayıp, lezzet katmak amaçlı ısıya maruz bırakma şekli değiştirilip, ısı derecesi arttıkça yemekteki faydalı vitamin ve mineraller ölüyor, yemeğin glisemik indeksi yükselebiliyor.
• Yemekleri pişirirken cam, çelik veya emaye kaplı dökme demir tencere, tepsi kullanılmalıdır. Alüminyum ve teflonlardan, mikro dalga fırınlardan yanmaz pişirme poşeti ya da yağlı kâğıt gibi ürünlerden uzak durulmalıdır.
• Blender (karıştırıcı) veya mikser (çırpıcı) gibi elektrikli aletler yemeği işlenmiş hale getirip lifleri yok edip sağlıksız hale dönüştürdükleri için kullanılmamalıdır.
• Yemeklerde soğuk sıkım sızma zeytinyağı, saf köy tereyağı (inek, keçi, koyun veya manda sütünden köy tereyağı, Urfa yağı, Malatya veya Trabzon tereyağı) veya kuzu ya da danadan elde edilen kuyruk yağı kullanılmalıdır. Tereyağınızı evde de yapabilirsiniz, tarifini Karatay’ın kitabında ‘Evde Yapabileceğiniz Hakiki Doğal Ürünler’ bölümünde bulabilirsiniz.
• Sıcak yemeklerde ve kızartmalarda mısırözü, ayçiçeği, soya veya kanola yağı kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü bu yağlar, ısınır ısınmaz doğal özelliklerini kaybederek hemen trans yağlara dönüşürler. Trans yağlar, kan yağlarından trigliseridleri yükselterek karaciğer yağlanmasını başlatır. Bu nedenle kalp, damar hastalıkları, felç ve her türlü kansere sebep olan en zararlı yağlardır. Trans yağlar, insülin direncini başlatan en tehlikeli kimyasal maddelerdir. İnsan vücudu doğal olmayan bu yağları tüketmeye programlanmamıştır.
• Margarin haline dönüştürülmüş olan sıvı yağlarda da fazla miktarda trans yağ meydana gelmektedir. Bu sebeple margarin de kullanılmamalıdır.
• Kızgın yağda kızartma yapılmamalıdır. Balık ya da etler sos veya una bulandırılarak yağda kızartılmamalıdır. Eğer illa kızartma yapmak isteniyorsa kısık ateşte, az zeytinyağı veya tereyağı ile sade pişirme yapılabilir.
• Izgara yapılabilir. Ancak yiyecekler yakılmadan ve yüksek ateşe, kömür ve odun alevine, dumanına maruz kalmadan pişirilmelidir.
• Buğulama da yapılabilir, en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir.
• Yemekleri pişirirken çok az su konmalıdır. Böylece hem besin değerleri korunuyor, hem de daha lezzetli oluyor.
• Hem tazeliği hem de besin değerleri açısından yemekler günlük olarak pişirilmelidir. Birkaç günlük yemek yapıp, aynı yemeği defalarca dolaba koyup çıkartmak, her seferinde ısıtmak tehlikelidir, kesinlikle yapılmamalıdır.
• Yemeklerimizde tuz miktarı azaltılmalıdır. Rafine tuz yerine, doğal kristal kaya tuzu ya da deniz tuzu(porselen başlıklı cam veya ahşap değirmende öğütülerek) olmasına dikkat edilmelidir. Ancak denizlerde kirlilik arttığı için binlerce yıllık tuz mağaralarından çıkartılan iri taneli doğal kaya tuzunu tercih etmelisiniz.
• Yemeklerde salça kullanılacaksa, güneşte bekletilmiş ev yapımı domates veya biber salçası kullanılmalıdır. Fabrikasyon üretilmiş, koruyucu katkı içeren konserve salçalar kullanılmamalıdır.
• Mayonez veya ketçap gibi hazır soslar da asla kullanılmamalıdır. Ev yapımı mayonezi ise 15 dakika içinde tüketmeniz gerekiyor. Buzdolabında muhafaza etseniz dahi 15 dakikadan sonra trans yağlar oluşuyor, tehlikeli olmasının sebebi de bu.
• Sızma zeytinyağı ile her türlü sebze ve bakliyat yemeği yapılabilir.
• Arpa şehriye, tel şehriye vb ürünler işlenmiş gıda oldukları için, yemeklere kıvam versin diye ilave edilmemelidir.
• Yemeklere, pişirilip ateşten alındıktan sonra damak tadına göre nane, maydanoz, kekik, reyhan, fesleğen gibi otlar ve kırmızıbiber, karabiber, kimyon, sumak vb baharatlar eklenebilir.
• Taze balığın her türlüsü sağlıklıdır. Ancak teneke kutulardaki ve poşetlerdeki konserve balıklar, ambalajlarındaki kanserojen maddelerden dolayı riskli hale dönüşüyor. Bu yüzden fabrikasyon konserve balıklar da tercih edilmemeli! Eğer cam kavanozda, zeytinyağı ile az tuzlu yani ev tipi konserve olursa olabilir.
• Salatalarda da soğuk sıkım sızma zeytinyağı, üzüm çekirdeği yağı veya ketentohumu yağı, ketentohumu, zeytin, peynir, yoğurt, her türlü taze maydanoz, taze veya kuru nane, kekik, fesleğen vb otlar, susam, bol sirke (geleneksel usul doğal fermantasyon) ve limon, ayrıca arzuya göre sarımsak kullanılabilir.
• Limon faydalı ve glisemik indeksi düşük bir meyvedir. Salatada, çorbada, çayda veya suya sıkılarak kullanılabilir. Limon ve sirke gibi asitli yiyecekler, besinlerin hazmedilmesini yavaşlatır. Bu nedenle, yiyeceklerimiz midemizde ve incebağırsağımızda uzun süre kalabiliyor. Kullandığımız limonun da doğal yetişmiş veya organik olmasına ve dış kabuğu kimyasallarla mumlanmış veya boyanmış olmamasına dikkat edilmeli. Her zaman taze sıkılmış olarak kullanılmalı. Sirke de geleneksel usulde fermente edilerek üretilmiş olmalı. Çoğu markette limon suyu diye satılan sarı suların limonla yakından uzaktan alakası olmadığı gibi son derece de zararlıdır. Endüstriyel sirke de doğal sirkenin verdiği faydayı veremez. Sirkenizi evde yapabilirsiniz, tarifini Karatay’ın kitabında ‘Evde Yapabileceğiniz Hakiki Doğal Ürünler’ bölümünde bulabilirsiniz.
• Üzüm çekirdeği veya keten tohumu yağları kullanılacaksa bunların hem ısıl işlem görmeden üretilmiş olmasına hem de kesinlikle ısıya maruz bırakmamaya yani soğuk olarak tüketmeye özen göstermelisiniz.
• Ketentohumu yağı ve balıkyağı (Omega-3), kan yağlarını düzenler, kanı sulandırır, kilo vermeyi kolaylaştırır, kilo almayı önler, hipertansiyon ve depresyon gelişmesini engeller. Kalp ve damar hastalıklarının riskini azaltır.
• Ketentohumu da azar azar yiyeceklere eklenebilir. Susam da ketentohumu kadar faydalıdır. Arzu edildiğinde onun yerine kullanılabilir. Ketentohumu, doğal olarak kabızlığın giderilmesinde yararlıdır. Fazlası ishal yapabilir. Öğütülmüş olarak alınmamalıdır. Tane olarak alınıp, kullanmadan hemen önce öğütülüp tüketilebilir. Ancak okside olmasını önlemek için öğütüldükten sonra 15 dakika içinde tüketilmelidir.
• Turşunuzu evde yapabilirsiniz. Bol sirkeli (geleneksel usul doğal fermantasyon), az tuzlu (kristal kaya tuzu) ev turşusu yaparak tüketebilirsiniz.
• Sebze, meyve, balık ve etler doğal olarak tüketilmelidir. Tüketilen yiyeceğin doğal ve bütün olmasına dikkat edilmelidir.
• Tüm işlenmiş yiyecek ve gıdalardan uzak durulması şarttır. İşlenmiş bütün yiyeceklerde aşırı miktarda trans yağ ve gizli şeker (früktoz) bulunur.
• Yemeklerle birlikte ekmek, pirinç pilavı ve makarna asla yenilmemelidir.
• Kan glikozuna hızla dönüşen, boş kalorili tatlı oldukları ve früktoz içerdikleri için bal, reçel ve pekmez tüketilmemelidir.
• Tatlılara, çaylara ve kahveye hiçbir şekilde tatlandırıcı eklenmemelidir. Suni (yapay) tatlandırıcılar karaciğer ve iç yağlanmasına neden oluyor ve şeker hastalığını başlatıyor.
• Un ve nişastalı bütün gıdalar tüketildikten hemen sonra kan şekerine dönüşürler. Şeker (diyabet) hastalarının kan şekerlerini yükseltir ve kontrolünü zorlaştırırlar. Bu nedenle insülin ihtiyacını artırırlar. İnsülin kullanan şeker (diyabet) hastalarının giderek yağlanmaları ve kilo almalarının nedeni, bol bol un ve nişastalı yani sağlıksız olan karbonhidratlı yiyecekleri tüketmeleri sonucudur. Bu tür gıdalar, daha sonra karaciğer yağı ve iç organ yağı olarak depo edilirler. İnsülin ve leptin direncini başlatır ve giderek artırırlar.
• Çeşitli katkı maddeleriyle üretilen, bir ay beklese bile ekşimeyen ve bozulmayan fabrikasyon yoğurtlar yerine, geleneksel yöntemlerle küçük işletmelerde üretilen, ekşime özelliğini kaybetmemiş köy yoğurdunu ya da evde doğal sütten mayaladığımız yoğurdu kullanmalıyız.
• Ceviz, fındık, fıstık, badem, ay çekirdeği, kabak çekirdeği gibi kabuklu kuruyemişler mutfağın başköşesinde yer almalı, çantadan da eksik olmamalıdır. Bunların glisemik indeksleri sıfırdır. Ancak kuruyemişlerin kavrulmamış (çiğ) ve tuzsuz olmasına dikkat edilmeli. Mümkünse kabuklu olarak alıp, evde taze taze kırılmalı.
• Kilo vermek istiyorsak, insülin direnci kırılana dek günde bir adet meyve (düşük glisemik indeksli) bütün olarak yenilebilir. Örneğin, kış aylarında portakal, mandalina, nar veya elma olabilir. Yaz aylarında, çilek (şeker ekilmeden), kiraz, böğürtlen veya ahududu günde 100-200 gr kadar yenebilir. Ayrıca zeytin, yeryüzünde bulunan en sağlıklı meyvelerden biridir. Glisemik indeksi sıfırdır. Her sabah kahvaltıda 10-15 adet zeytin rahat rahat yenebilir.
• Domates, salatalık ve biberler de (sebze grubunda olmalarına rağmen) o bitkilerin meyveleridir. Bu saydıklarımızı meyve olarak bilip tüketirsek, 24 saat içinde ne kadar çok ve sağlıklı meyve yediğimiz ortaya çıkacaktır. Ancak, glisemik indeksi çok yüksek olduğu için kavun, karpuz, dut, üzüm ve taze incir (Gİ = 80-100) maalesef yenilmemelidir. Haziran ve temmuz aylarında, hastalarımızın kan yağlarındaki ‘trigliserid’ oranı bu nedenle yükselmektedir.


Canan Karatay diyeti Öğünler

"Canan Karatay: Günde 6 öğün, 8 öğün yemek zararlıdır, karaciğerinizi yağlandırır"

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, rafine un, şeker ve tuzun kanda şeker ve insülini yükselttiğini, bunun da şişmanlık, obezite, karaciğer yağlanması, diyabet, hipertansiyon, felç, alzheimer gibi pek çok hastalığa neden olduğunu dikkat çekti. HTV’de yayınlanan “Enine Boyuna Sağlık Özel” programına katılan Karatay, günde iki yumurta yenmesini ve 3 öğün yerine 2 öğün tüketilmesi gerektiğini söyleyerek “Günde 6 öğün, 8 öğün yemek zararlıdır, karaciğerinizi yağlandırır” dedi.

TÜRKİYE’DE 20 MİLYON ŞİŞMAN VAR

Prof. Dr. Karatay, Türkiye’de 20 milyon şişman, 20 milyon morbid obez, 10 milyon diyabet hastası olduğunu, fazla kilolu olanların sayısının ise belli olmadığını söylerek, kilo vermek ve sağlıklı olmak isteyenlere şunları önerdi:

+ Ekmek gibi kan şekerini yükselten yiyecekler şişmanlığı artırıyor.
+ Şişmanlık, obezite, karaciğer yağlanması, diyabet, hipertansiyon gibi pek çok hastalık insülin yüksekliğine bağlı gelişiyor.
+ Şişmanlık ve gelişen hastalıklar rafine un, şeker ve tuz tüketiminin bırakılmasıyla önlenebilir.
+ Dünya Sağlık Örgütü, “Türkiye ekmek sorununu hallederse, sağlık sorununun yüzde 30′unu da halledebilir” demektedir.

EKMEK KESİNLİKLE YASAK

+ Türkiye’de halkın temel besin maddelerinden biri olan ekmeği tıpkı sigara gibi direkt bırakmak gerekiyor. Ekmek olmadan da karnınızı doyurabilirsiniz.
+ Bütün ekmekler undur. Un vücuda girdiğinde hemen şekere dönüşür ve glisemik indeksi yükseltir. Ayrıca tatlı ve tuzlu her hazır yiyecek ve içeceğin içinde bağımlılık yapan yapay tatlandırıcılar var. Bu yapay tatlandırıcılar beyni bozuyor, bu nedenle insanlar ekmek ve tatlı gibi kilo yapan gıdaları bırakmakta zorlanıyor.

KARBONHİDRATTA KALP KRİZİ RİSKİ

+ Gelişmiş ülkelerde görülen hastalıkların yüzde 80′inin arkasında insülin yüksekliği bulunuyor.

+ İnsülin vücutta yağları depolayan hormon, insülin yüksekliği vücutta yangıya, kontrolsüz hücre bölünmesine ve hücrelerin bozulmasına yani kansere sebep olur.
+ Aşırı karbonhidratlı yiyecek ve içeceklerden sonra kalp krizi geçirme oranı yüzde 70 artıyor.

+ Asitli ve şekerli gıdalar tüketmenin de karaciğer yağlanmasına sebep olur.
+ 8 yaşındaki çocuklarda bile karaciğer yağlanması görülüyor.

SELÜLİTİN SEBEBİ KARACİĞER YAĞLANMASI

+ Kadınlarda estetik kaygılara neden olan selülitin, karaciğer yağlanmasının bir sonucu ve insülin yüksekliğinin belirtisi.

+ Geliştirdiğim Karatay Diyeti, klasik bir diyet değil, tamamen sağlıklı bir beslenme biçimi.
+ Karatay Diyeti’nin en önemli özelliği ekmek ve unlu gıdalar ile sağlıksız karbonhidrattan uzak durmak.
+ Ekmek yerine kuruyemiş tüketebilirsiniz.

KOLAY KİLO VEREBİLİRSİNİZ

+ Sağlıklı yağ, protein ve karbonhidrat tüketilerek fazla kilolarınızı verebilirsiniz.
+ Aç kalarak ve hareket etmeden kilo verilemez. Aç kalınca vücut metabolizmayı yavaşlatır ve enerjiyi saklar. O yüzden doyana kadar yenilecek.
+ Yemek yerken miktar değil, kaliteli gıda tüketmek önemli… Kalori miktarı değil karbonhidrat miktarı önemli…

KÖY TEREYAĞI VE CEVİZ YİYİN

+ Vücudumuz şeker yedikçe, yağ depolar. Kilo almak demek yağlanmak, kilo vermek yağların gitmesi demektir.
+ Şeker insülini de yükselttiği için vücuda zararlıdır.
+ Trans yağları değil doğal yağları tüketin. Sağlıklı yağlar köy tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı ve zeytindir.
+ Sağlıklı karbonhidratlar da Omega-3 açısından zengin fındık, fıstık, badem ve cevizdir.
+ Sabahları çok güçlü, sağlıklı proteinli, sağlıklı yağ ve sağlıklı karbonhidratların yer aldığı bir “Karatay Kahvaltısı” yapın.
+ Ekmeğe, şekerli içeceklere dokunmayın ve tatlandırıcı kullanmayın.
+ Örneğin iki yumurta, bir avuç içi kadar beyaz peynir, 10-15 adet zeytin, mevsimine göre domates, salatalık, maydanoz, turp gibi sebzeler, bir ince belli çay bardağı ceviz yiyebilirsiniz… Bunu yiyenler acıkmıyor!
+ Çünkü sizi acıktıran şey ekmek, simit, poğaça gibi sağlıksız karbonhidrattır. Sağlıklı karbonhidratlar tam buğdaydır, bulgurdur, mercimektir, kuru fasulyedir; fındık, fıstık, ceviz gibi kuruyemişlerdir… Bunlar yenmelidir.

GÜNDE BİR MEYVE

+ Günde bir porsiyon ve bütünüyle tüm lifleriyle tüketilmeli.
+ Meyvedeki fruktoz tehlikeli bir şekerdir. Karaciğer yağlıysa ve insülin 5 ünitenin üzerindeyse meyve tüketilmemeli.
+ Meyveyi akşam yiyip yatmak tehlikelidir, o nedenle sabah kahvaltıda yenmeli.
+ İbn-i Sina “Yaşınız ilerledikçe yürüyüşünüz artacak” demiş. İnsanlar mutlaka her gün kendi tempolarında 20 dakika yürümeli.
+ İbn-i Sina’nın “Günde 2 öğün önemlidir, 3. öğün hastalıktır” sözüne dikkat çekiyorum, 6 öğün, 8 öğün… Bunlar sağlığımızı bozar, karaciğerimizi yağlandırır.
+ Zayıflamayı sağlayan leptin hormonu yemek yedikten 4 saat sonra ve en çok gece 02.00-04.00 arasında salgılanıyor. Bu yüzden saat 20.00′den sonra yemek yenmemeli ve her gün en az 2.5 litre su içilmeli.

YENİ BESLENME PİRAMİDİ

+ Diyetisyenler hala 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hazırlanan ve hiçbir bilimselliği olmayan beslenme piramidini kullanıyor. Bu beslenme piramidinin en altında 8-11 dilim ekmek var.
+ ABD’de enine genişleme ve obezite artınca Harvard Tıp Fakültesi tarafından bilimsel bir çalışma yapıldı. Bu çalışma sonucunda 2001′de yeni bir beslenme piramidi yayınlandı.
+ Bu piramidin en altında spor ve egzersiz, en üstünde tahıl ürünleri var. Artık doktorlarımız ve diyetisyenlerimiz bu yeni ve sağlıklı piramidi kullanarak insanlara beslenme önerisinde bulunsunlar.

Karatay diyeti nasıl uygulanır ?

Karatay diyetini nasıl uygulanmalı ?

Biz bir Akdeniz ülkesiyiz. Akdeniz ikliminde yetişen yiyecekler en sağlıklı gıdalardır. Fakat bu gıdaları bazı pişirme usulleri ve kullandığımız tehlikeli yağlarla kendimiz zararlı hale sokabiliyoruz. Bu diyeti ülkemizde yetişen kendi yiyeceklerimiz ile uyguluyoruz. Kilo alma sebebi de işte bu uygulamalar ve tehlikeli yağlar. Karatay Diyeti kitabında da anlattığımız gibi, öncelikle sağlıklı yağlar ile sağlıksız olanları birbirinden ayırmak gerekiyor. “Yağ yenilince vücutta yağ oluşur” düşüncesi tamamen yanlıştır. Sağlıklı yağlar kilo aldırmaz, kilo verdirir. Çünkü kilo aldıran yağlar değil, karbonhidratlardır. Bu tüm dünyada kabul ediliyor ama ilaç firmaları ve gıda endüstrisi tarafından dile getirilmesi engelleniyor. Çünkü tüm gıda firmaları yağsız yiyecek üretmek üzere yatırımlarının yapmış durumda. Tabii insanların sağlığı gün geçtikçe bozulduğu için ilaç firmaları da büyük rant elde ediyor.


Tıp fakültesi ikinci sınıfında biyoloji dersinde yağ yenildiğinde vücuda yağ olarak girmeyeceği öğretilir. Yani biyoloji konusunu biraz bilen biri, bu konuyu bilir. Yumurta yediğimiz zaman vücuda yumurta olarak girmez işte bu sebeple yumurta kolesterole neden olmaz. Tavuk yediğimiz zaman tavuk mu oluyoruz? Ki yumurta yediğimiz zaman kolesterolümüz yükselsin? Balık yerken vücuda balık olarak mı giriyor? Bunlar yenildiği zaman bağırsaktan kırılır, yıkılır, emilir ve kan dolaşımı ile karaciğere gelir. Karaciğer, bütün vücudun ihtiyacına göre yağını da, proteinini de, şekerini de üretir. Karatay diyeti zor bir şey değil. Beslenme konusunda doğru bildiğimiz yanlışları düzeltip, fizik hareketimizi biraz artırıp, leptin hormonunun gündüz ve gece salgılanmasını sağlayabilirsek, birikmiş yağlar yıkılarak gider zaten…

Karatay diyetinin en temel prensipleri neler ?

Karatay Diyeti’ni uygularken yediğiniz her şey doğal ve mevsimsel olacak. Katkı maddesi içeren ve işlenmiş hiçbir şey yenmeyecek. Yemek yenilen zamanlara dikkat edilecek. En önemli nokta, akşam sekizden sonra hiçbir şey yememek, bol su içmek ve hareket etmek… Hareket çok önemli, bunun için herkesin bahane ortaya koymadan vakit ayırması gerekiyor. Ben özellikle büyük iş adamlarımız, banka veya şirket müdürleri ya da memurlarımız geldiğinde öğle tatilinde, dışarı çıkıp 15-20 dakika yürümelerini öneriyorum. Başlangıçta bu bile yeterli. Yatmadan önce yaşadığınız binanın etrafında birkaç tur atabilir veya çocuğunuz varsa hiç evden çıkamıyorsanız, eşinizi alın müziği açın, bir saat dans edin… Kol bastı mı yaparsınız, vals mi yaparsınız, rock’n roll mu yaparsınız tercih sizin!

Diyette çok çabuk sonuç almak isteniyor.

Karatay Diyeti kitabını alıp uygulamaya başlayacakların hayatlarında bu diyet neleri değiştirecek ?
Tek bedeni herkese giydiremiyoruz. Herkes kendine özeldir. Yaşam biçimi, yaş durumu, doğurganlık çağında olup olmaması, hamile olup olmaması, sporcu olup olmaması, hareketsiz olup olmaması, menopoz, kullandığı ilaçlar kilo verme sürecini etkiler. Karatay diyetinin amacı, sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini yerleştirmektir. Alışkanlıklarımızı sağlıklı yönde değiştirmektir. Alışkanlıklar kolay kolay değişmediği için bu diyette birden bire kilo verilmez. Çünkü maalesef yıllarca vücutta birikmiş yağlar kızgın tavadaymış gibi erimez. Metabolizmanın terse dönmesi gerekiyor.

Karatay diyeti ile önce vücudun kilo alması yani yağların birikmesi önleniyor daha sonra bir durağanlık devresi oluyor ondan sonra da birikmiş olan yağlar yıkılarak kalıcı olarak kilo veriliyor. Bu diyeti uygulamaya başladıktan sonra yediklerimiz bizi acıktırmıyor ise işte bu iyileşmenin ilk belirtisidir. İlk haftalardan itibaren bu iyileşme başladı ise doğru yoldayız demektir.

İlk hafta hemen herkes farkı hissediyor. Daha sonra ortalama altı aya kadar sonuç alınabiliyor. Ancak önemli hastalığı olanlarda iki seneye kadar süren takipler de var. Bu sebeple sabretmek gerekiyor. Gençlerde çok hızlı sonuç alınabildiği gibi 60 yaş üstü menopozdaki hanımlarda daha yavaş yol alınıyor. Günde 5 km yürüyen çok hızlı hedefe ulaşabildiği gibi, günde 20 dakika yürüyen daha yavaş ilerliyor.

"‘Karatay diyetini eksiksiz uygulayan herkes kesinlikle kalıcı kilo verir’ diyebilir misiniz ?

Bugüne kadar 1500’den fazla hastam bu programı uyguladı ve uygulayanlar hastalarımın hepsi çok memnun. Sağlıklarına kavuştular ve gençlik kıyafetlerini giymeye başladılar. Verdikleri kiloları hiçbir zaman geri almadılar. Mutlular, neşeliler, kafaları dinçleşti ve enerji kazandılar. Binlerce hastanın yaşadığı sonuçlar bize bu diyetin başarısını birebir gösterdi."

Canan Karatay Diyet Menü Tavsiyeleri

İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, yapay tatlandırıcılara da dikkat çekiyor. Karatay, “Tatlandırıcı kullananlar zehirleniyor. Kullanılan tatlandırıcılar, sofra şekerinden 600 kat daha tatlı” uyarısında bulunuyor

SABAH kahvaltısında ‘ceviz’i, öğle yemeklerinde etli ya da zeytinyağlı sebze yemeklerini öneren İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, akşam yemeklerinde de öğle yemeğine benzer gıdalar tüketilmesini tavsiye ediyor. Ancak, akşamları 20.00’den sonra yemek yenmemesi konusunda uyarıyor. Yazı dizimizin son gününde yapay tatlandırıcılara dikkat çeken Karatay’a kulak veriyoruz…

‘YAPAY TATLANDIRICI KULLANANLAR ZEHİRLENİYOR!’
“Aspartam ve sakarin içermez diye pazarlanan, sükraloz bazlı tatlandırıcılar, sofra şekerinden 600 kat daha tatlıdır. 200 gram kadar tatlandırıcı, 96 kalori ve 32 gram şeker içermektedir. Bunlar obezlere, diyabetli hastalara ve kilo vermek isteyenlere öneriliyor. Oysa hastalar zararlı birçok kimyasal maddeyi tükettiklerinin farkında bile değiller. Bu hastalar, yapay tatlandırıcılarla zehirlendiklerinin farkına varmalılar. Kilo problemi olmayanlar ya da ensülin direncini kırmayı başarmış olanlar, eğer çok istiyorlarsa Konya yöresine ait olan etli ekmek (kaşar peynirsiz olarak) ya da lahmacun gibi yiyecekleri rahatlıkla tüketebilirler. Etli ekmek ve lahmacunun ekmeği mayasız ve son derece incedir. Ayrıca bol soğan, limon, maydanoz ve ayranla tüketildiği zaman gayet dengeli ve sağlıklı bir gıdadır.

‘AKŞAM YEMEĞİ SONRASI MUZ, YAĞ OLARAK DEPOLANIR’ 
Meyve konusuna gelince… Mevsiminde doğal olarak (hormonsuz, kimyasal ilaçsız, GDO’suz) yetişmiş ve sağlıklı ortamda, kimyasal koruyucu maddeler sıkılmadan (mumlanıp parlatılmadan) saklanıp satışa sunulan tüm meyveler sağlıklıdır. Meyvelerin içerdiği şeker oranı, glisemik endeksini belirler. Bu nedenle meyvelerin tüketim miktarları, zamanları ve şekilleri onları vücudumuz için sağlıklı veya sağlıksız hale getirebilir. Örneğin gün boyunca başka tatlı ve şekerli bir yiyecek yememek koşuluyla sonbahar ve kış aylarında sabah kahvaltısında yenecek bir adet yerli muz, glisemik endeksi yüksek olmasına rağmen verdiği enerji gün içinde yakılabileceği için sağlıklıdır. Ancak aynı muz, akşam yemeğinden sonra tok karnına yenirse ve ardından yatılırsa, gece enerjisi fazla gelip yağ olarak depolanacağı için sağlıksızdır.


‘ZEYTİN EN DOĞAL MEYVE BOL YİYİN’
Ülkemizde birçok kişi diyabetli olduğunu bilmeden yaz aylarında her gün yarım karpuz, 2 incir, 1 salkım üzüm ve benzerini aynı anda yemekte… Peki günde 5 öğün meyve önerisi nereden çıktı o zaman? Bu diyet önerileri şimdi tarih oldu. Ancak özellikle akşam yemeğinden sonra kiloyla meyve yeme alışkanlığı hâlâ sürüyor. Yaz aylarında öğle yemeği yerine küçük bir kâse çilek, doğal yoğurt ya da avuç içi kadar beyaz peynirle yenirse, vücut için sağlıklı olabilir. Ancak etli, sebzeli bir yemeğin üzerine koca bir dilim karpuz veya bir kâse çilek yendiğinde sağlıksız oluyor. Çünkü bu durumda vücut aldığı fazla enerjiyi direkt depo yağlarına dönüştürüyor. Domates, biber, salatalık, zeytin gibi yiyecekler, doğal meyve ihtiyacımızı karşılamaktadır. Özellikle zeytin, bol bol tüketilebilir.”

‘Felç olma riski önlenebilir’

“OBEZLERDE ve diyabet hastalarında oldukça ciddi damar tıkanıklıklarını, koroner kalp hastalığını, yani kalp krizi ve inme dediğimiz felç olma olasılığını, riskini azaltmak, önlemek kendi elimizdedir. Başkasının elinde değildir! Aşırı miktarda işlem görmüş unlu, nişastalı hamur işleri ve şekerli içecekler gibi çok çabuk hazmedilen ve kan şekerini hızla yükselten karbonhidratlardan, yani yüksek glisemik endeksli yiyeceklerden uzak durmak, en kolay, en basit ve en ucuz yoldur! Yapacağımız en kolay iş, fazla meyve tüketiminden, taze sıkılmış veya fabrikasyon meyve sularının aşırı tüketiminden, şekerli içeceklerden, rafine unlardan ve hamur işlerinden, ekmekten, makarnadan ve kahvaltılık tahıllardan uzak durmaktır.”
‘Yemeğin üstüne yenilen kuru meyve sağlıksız’

“EĞER gün içinde başka meyve yemediyseniz ve çok acıkmadıysanız, akşam yemeği yerine 3-4 adet gün kurusu kayısı (turuncu olanı sağlıksız), 2-3 adet kuru erik, 1 adet kuru incir gibi kuru meyveyle tüketilecek bir kâse yoğurt, yanında başka bir yemek yenmediği durumda sağlıklı olacaktır. Ancak saat 19.00-20.00’ye kadar yenmiş olsa dahi yanında salatası ve ayranıyla birlikte yenen etli, sebzeli veya baklagilli bir yemeğin üstüne aynı kuru meyveler yendiğinde ve ardından uyku faslına geçildiğinde sağlıksızdır. Çünkü bu durumda vücut aldığı fazla enerjiyi direkt depo yağlarına dönüştürecektir.”

‘1 kilo zayıflamak hasta olma riskini % 10 azaltır’ 

“SAĞLIKSIZ karbonhidratlar, şekerler ve tatlılar önce kan şekerini, sonra ensülini yükseltir. Kan şekeri ve ensülin yükseldikçe, santral sinir sistemi uyarılır, adrenalin salgılanması artar, damarlar büzüşür. Yani çarpıntı olur, tansiyon yükselir, kalp krizi, felç, böbrek hastalıkları ve göz hastalıkları oluşur. Kontrol edilemeyen hücre büyümesi başlar. Bu, kanserin başlama nedenidir, kanser hücrelerinde artış olur. Androjen (erkeklik) hormonlarının salgılanması artar, polikistik over sendromu, erken ergenlik, erkeklerde saç dökülmesi (alnın açılması) gibi belirtiler ortaya çıkar. Kanın pıhtılaşması, iç organlarda yağlanma, kilo artar. 1 kilo zayıflayınca dahi bu hastalık riskleri yüzde 10 oranında azalmaktadır.”

‘Obezite, diyabet, kalp hastalığı genetik değildir’ 

“OBEZİTE, diyabet, kalp hastalıkları genetik değildir, iç ve dış etkenlerle ve yanlış beslenme sonucu özellikle yanlış yaşama biçimiyle artık her yaşta ortaya çıkan, genel hormonal ve metabolizma bozukluklarının klinik olarak yansımalarıdır. Bir öğünden sonra açlık hissetmeden 4-5 saat geçiremiyor ya da 1-2 saat içinde acıkıp bir şeyler atıştırmadan duramıyorsanız, bilin ki sabah kahvaltıda yedikleriniz sizin sağlığınıza zarar veriyor. Sık sık yemek metabolizmamızı hızlandırır. Ancak kan şekerimiz ve ensülinimiz de sürekli olarak yüksek kalmaktadır. Bu şekilde kısa bir süre hızlı çalışan metabolizma, yağların yakılmasını değil, yağların sürekli depoya gönderilmesine neden olur. Ara öğün yiyerek diyet yapanların, yavaş yavaş kilo almalarının nedeni, sık sık ara öğün yemelerinin sonucu kanlarında ensülin hormonunun giderek yükselmesi ve yüksek olarak kalmasıdır.”

EVDE TEREYAĞI NASIL YAPILIR? 


“Evde mayaladığınız yoğurdun kaymağını, ortalama 7-10 gün boyunca küçük bir kavanozda biriktirin. Kaymağın acı bir tat almaması için kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Daha sonra kavanozu çalkalayarak kaymağın içindeki yağ ve suyun ayrılmasını sağlayın. Bu çalkalama, 30 dakikada bir 5-10 dakika ara vererek ortalama 60-120 dakikalık bir zaman alabiliyor. Kaymaktaki yağ ve su birbirinden ayrılmaya başlayınca kavanozu 5-10 dakika buzluğa koyun. Daha sonra kavanozun içindeki tereyağını bir kaşıkla toplayın, top şekline getirip suyunu iyice sıkın. Tereyağınız taze taze kullanımınıza hazır…”

Kaynak: canankaratay.com

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SECRET HEART MEMORİAL HASTANESİ ZAYIFLAMA DİYETİ

Zayfılama Diyet Menüsü LAHANA CORBASİ Secret Heart Memorial Hastanesi çok kilolu hastalarına ameliyat öncesi bu zayıflama diyetini uygulamaktadır.  :: : Yağ Eritici Çorba  İçindekiler: 6 büyük yeşil soğan 1-2 domates 1 büyük lahana 2 yeşil biber 1 demet kereviz sapı 1 paket hazır çorba karışımı tuz,biber maydanoz köri 1 adet et suyu veya tavuk suyu tableti acı sos (arzu edilirse)

Ev Hanımları Daha Kilolu

Kadının kilolu olması 1900’lü yılardan önce bereket ve bolluk sembolü idi. Zayıflık fakir halk için normaldi, erkek için kadınının kilosu önemli bir gösterişti. Bugüne baktığımızda ise tabi ki kilolu olmak sağlık açısından uygun değil ancak incecik bir fotomodel gibi görünme baskısı da aynı şekilde kadına zarar verir hale geldi.  Erkekler çoğu zaman ancak sağlıkları söz konusu olduğunda diyet disiplini içinde oluyorlar. Kadınlar ise görselliğin çok fazla konuşulduğu bir dünyada hem kadın hem de erkekler tarafından acımasız eleştiriye maruz kalabiliyorlar. Üstelik kadınların kilo vermesi ve bunu koruması erkeklerden daha zor. İki cinsiyet arasında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan farklar olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, kadın ve erkeklerin farklı şekilde kilo alıp verme nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Östrojen Hormonu Nedeniyle Kadın Bedeni Daha Yağlı Kadınlık hormonu olan östrojen nedeniyle kadın daha yağlıdır, kas oranı erkeğe göre daha düşüktür ve

Duygusal Özgürleştirme EFT ile Zayıflamak

EFT (DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞTİRME TEKNİĞİ) ile kötü beslenme alışkanlıklarından kurtulmak. Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT) psikolojik problemlerin üstesinden gelmek için kullanılan bir alternatif psikoterapi yöntemidir. Belirli bir travmatik anı üzerinde yoğunlaşmışken akapunktur noktalarına hafifçe vurarak vücudun enerji alanını düzenlemeyi amaçlar. Eleştirmenler EFT’nin arkasındaki teoriyi sahte bilim olarak tanımlarlar ve EFT’den elde edilen faydanın meridyenleri düzenlemekten ziyade plasebo etkisi, negatif düşüncelerden arınma, birisi tarafından dinlenmenin yarattığı terapik etki gibi geleneksel bilişşel içeriklerle açıklanabileceğini savunurlar.